Takvimlerden düşerken sessiz hüznüyle yine
Son kullanma tarihi geçtiğinden, hükümsüz,
Kurumuş, tükenmiş, yalnız bir yaprak daha
Yollar aşıp geldim, başkentten Şehr-i İstanbul’a,
Geceden erişirken umutla, aydınlık bir sabaha.
Yelkovan akrebi kovalarken, beşi on geçiyordu.
O sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi
Bir bıçağın ağzında yürür gibiydin
Demirlerin soğukluğu soluk dudaklarında
Gözlerinde karanlığı dar hücrelerin
Seni görür görmez özgürlüğümden utandım
Söyle ne içersin, çay mı kahve mi
Devamını Oku
Bir bıçağın ağzında yürür gibiydin
Demirlerin soğukluğu soluk dudaklarında
Gözlerinde karanlığı dar hücrelerin
Seni görür görmez özgürlüğümden utandım
Söyle ne içersin, çay mı kahve mi



