Geç Kalmış Farkındalık

Deniz Gece Mavisi
790

ŞİİR


42

TAKİPÇİ

Geç Kalmış Farkındalık

Delikanlı, merdivenleri ikişer üçer iniyordu.
Sanki inmiyor, kayıyordu...
Az sonra yaşayacağı anları hayal ede ede adımlarını hızlandırdı.
Bugün, gitmeyen bir evliliği bitirecekti.
Yine de içinde tarifsiz bir burukluk vardı.
Seviyordu... ama artık anlaşamıyorlardı.

Buluşma yerine geldiğinde yüreği ağzındaydı.
Eşi henüz gelmemişti.
Titreyen elleriyle bir sigara yaktı.
Sigara kendi kendine bitti, heyecanıysa ikiye katlandı.

Ve sonunda, kadın geldi...
Yorgun, bakımsız...
Göz altları morarmış, elleri şişmişti.
Güçlükle yürüyordu.
Delikanlı, titreyen parmaklarını uzattı:

— "Hoş geldin..."dedi.

Kadın bir anda ağlamaya başladı.
Gözyaşları sel oldu, hıçkırıklarla boğuldu.

— "Neden, Efe neden?
Hani seviyordun?"dedi.

Delikanlı yutkundu.
Boğazı düğümlendi.
O an fark etti...
Kadın çok zayıflamıştı.
İçinde bir yer acıdı.
Karnına kramp girdi.
Titrek bir sesle konuşmaya başladı, ama ne dediğini kendi bile anlayamadı.
Sonra sustu.

“Ben ne yapıyorum?” dedi içinden.

Tam o sırada bir kırmızı araba durdu yanlarında.
Arabadan uzun sarı saçlı, renkli gözlü, ince belli bir kadın indi.
Delikanlıya sarıldı.
Ardından başıyla diğer kadını işaret etti:

— "Bu o mu?"dedi.

Eşi... bir ona baktı, bir de kendine...
Derin bir nefes aldı.

— "Anlıyorum..."dedi.
Başını öne eğdi.

Delikanlının içi parçalandı.
Sustu.
Oysa konuşacak o kadar çok kelime vardı ki...

Üçü birlikte yürümeye başladılar.
Delikanlı, yeni kadının elini tuttu.
Adliyeye girdiler.
Eski eşi arkadan ağır ağır yürüyordu.
Koridorlar ayrılık kokuyordu.
Her adım, yargılar gibiydi...
Hem delikanlıyı, hem kadını.
Her iki genç de pişmandı.
Bir gurur, yere göğe sığdıramadıkları aşkı bitiriyordu.

Mahkeme salonuna geldiler.
Eşi, Efe’nin gözlerine baktı.
“Yapma,” der gibiydi o bakışlar.
Söyleyemedi ama yalvardı gözleriyle...

Ve hâkim kararını verdi:

— "Sizi boşadım."

Kadın olduğu yere yığıldı.
Koridor sessizliğe büründü.
Delikanlı arkasına döndü.
Yerde yatan kadına baktı...
Sonra koluna girmiş, yanındaki diğer kadına...

Derin bir nefes aldı.

— "Hayır," dedi kendi kendine,
"Beni canı pahasına seven kadına bunu yapamam."

Eğildi.
Kadının koluna dokundu.
Tam o sırada, yanındaki kadın öfkeyle seslendi:

— "Efe! Ne yapıyorsun sen?!"dedi.

Delikanlı cevap vermedi.
Kadın öfkeyle elini kaldırıp tokat attı.
O tokat... her şeyi yerine oturttu.
Kendine geldi.
Kadını itti.
Eğildi, yerdeki eski eşini kucakladı.

— "Hastaneye gitmeliyiz!" dedi.
Yeni kadın ardında bağırıyordu ama umursamadı.

Hastane odasında...

Kadın gözlerini araladığında karşısında Efe'yi gördü.
Gülümsedi.
Ama sonra hatırladı...
"Biz boşandık..."
Gözünden bir damla yaş süzüldü.

Tam o sırada kapı açıldı.
İçeri bir imam girdi.
Efe, eşinin elini tuttu.
Gözlerine bakarak fısıldadı:

— "Nikâhımızı tazelemek istiyorum... Çünkü artık gerçekten fark ettim.
Gözüm tabloya değil, eksik pixellere bakmalıymış.
Şimdi görüyorum.
Hem de ilk kez..."

Ve yeniden “evet” dediler.

Çünkü bazen... en büyük felaketler açar insanın gözünü.

Delikanlı sonunda anlamıştı:
Gerçek sevgi… fedakârlıkla, sabırla, sessizlikle var olur.

Ve o gün öğrendi:
Bakmak yetmez... görmek gerekir.
Sadece tablonun güzelliğine değil, içindeki boşluklara da bakmak gerekir.
18.07.2025 10:26

Deniz Gece Mavisi
Kayıt Tarihi : 18.7.2025 10:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!