Direnen bir ağacı
Yıkamaz rüzgar da esse
Ağacın dalından yaprakları
Teker teker dökülse
Yapraklarına tutunmuş dalı
Sonsuzluğun kütüphanesinde
Bir kitap daha okudum
Sessizce
Büyük bir beğeniyle
Bitmesin diye yavaşça
Ağzından çıkan her cümle
Yayılır cümle aleme
Bir cisme bürünür belki
Gelir görünür gözüne
Hecelerin karışır doğaya
Üzüntüden özgürleşmek
Küçük bir teşekkürle mümkün
Yoksa, yüreğin düşer sürgün
Sevdiğine teşekkür edemezsen
Al aynayı kendine teşekkür et
Sayfa sayfa yağmur yağıyor
Falanca kuşun şarkısı
Filanca yaprağın dansı
Mecnunun gözyaşları
Hepsi yağmurda yazılı
Bir yalnızlık kokusu var yağmurda
Tek bir şemsiye açılır, simsiyah
Elele yağan damlalar arasında
Tek başına düşer bir küçük damla
Bir şair yürür yağmurda
Yalnızlığım dışındaki evren yabancı bana
Yazdığım düşümdeki çevremdir yar bana
Yazgıma düşen çemberdir belki yara bana
Ya düşüncemi atmalıyımdır yabana
Ya da düşüncemi alır sığınırım Yaradana
Sen yolunu kaybedince
Prensimi beklediğim
Çiçekli yoldan gelince
Seni Prens zannettim
Saygıda kusur etmedim
Hürmet ettim iyice
Yorulduk imgelerimizde koşmaktan
Onlarca düşe senaryo yazmaktan
Hayallerimiz boşluğa açılıyordu
Bir boşluğun yerini hep diğeri alıyordu
Oysa bir gerçek vardı ki o yalındı
İnsanları çok sevdim
İçlerinde sen varken
Yaşamayı sevdim
Seninle yaşıyorken
Seninle düşlerimi sevdim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!