hatırlıyorum!
seni sevmeye yetecek bir çift gözü yeşertmeye çalışırken
şimdi.. okyanusun derinliklerine inip kayboluyorum
biliyorum!
seni sevmeye yetecek bir çift sözü kandırmaya çalışırken
Ben seni hiç aramadım
Kimse yok gözümün ucunda
Kimse yok sözümün sonunda
Sen kendini bende buldun
Ben seni hiç aramadım
Hiç şansın yok sevdiğin gibi vazgeçeceksin
Bir gün çıkagelsen elinde kalan son bir gülüşünle
Hiç şansın yok sevdiğin kadar vazgeçeceksin
Aşk olsun! hadi, söyle aşk olsun!
Çünkü sevgim senden büyük değil.
Anlat bana büsbütün gerçeği!
Yeşermişken gözlerindeki papatyalar.
Ayağına dolanmışken sarmaşıklar.
Uzaklardayım, ansızın bir an gibi.
Şimdi değil, aldanırım, mümkün değil.
Buralardayım, sadece bir dün gibi.
Şimdi değil, farkındayım, mümkün değil.
...
Şimdi gidiyorum.
Önce ben gidiyorum.
Sana hasretleri bırakarak gidiyorum.
Ben giderken sen hep kal diyordun ya,
Şimdi yine bana o güzel gözlerinle kal derken gidiyorum.
Kalbimi tekrar parçalama diye yine ben gidiyorum.
Dört başı mamur bir mevsime denk geldik.
Ağaçlarda hâlâ yeşil yapraklar,
Mor sümbüller, menekşeler, zambaklar…
Siyahın içine beyaz katanlar gördük.
Birkaç tahta, bir kefen, bir çukur.
Bende sırrın vardı.
Sırrım sende kaldı.
Yapayalnız, tek başına.
Gecesi, gündüzüne karışmış.
Alıp başını gitmek isterken, sana takılan...
Bir sırrım vardı, sırrım sende kaldı.
Saklamıştım.
Bulmuşsun kalemi.
Tamam hadi oyalanma.
Getir, sevgimizi deşelim.
Elimde küçük kırmızı bir karanfil.
Dolanıyorum sokağını baştan başa.
Hiç haberin yok ki senin.
Benden...
Karanfilden...
Saat sabah sekiz on yedi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!