Gümüşi beyaz hayalde, fısıltı rüzgarında,
Dinliyorum seni, anlat bana her şeyi.
Kayboldum, dağıldım ve gideceğim.
Tüm o dar sokaklardan.
Benimle şişti yelkenler, yandı gemilerim,
Bıraktılar kendilerini, kendi rüzgarlarına.
Dinleniyorlar, sakin sularla sarılmışlar.
*
İndi akşam, görmesin diye gözlerin,
Onun yorgun dinlenmesini.
Açıp kanatlarımı, yakınlaşmak istedim,
Kuşatılmışım, anılar ve gölgelerle.
Ve düştüm sesin uykusuna,
Köklerimle beraber, daldım derin nehre.
*
Fakat ben, ey vahanın rüzgarı, geldim senin yalınlığına.
Kuzey Yıldızı’nın koruduğu, senin sınırsızlığına.
Dönüştür beni rüzgarınla,
Kendi türkünün, kuruyan dudağına.
*
Gördüm akışını, nehir fırtınasında,
Kamçılanmış, sonsuzun altın ışıltısıyla.
Örgülü kum taneciklerini gördüm senin,
Ve toprağındaki elektrik kıvılcımını senin,
Ve çağlayanların, turuncu devinimini.
Avlarlarken doyumsuz lezzetleri.
*
Anlat bana hikayeni eski dostum, kelimeler olmadan.
*
Anlat bana uzayı, nefesini,
Döngüsüyle muhteşem,
Gezegenlerin bütün çoğalmasını.
Anlat bana, yüzünün duraksaması olmaksızın,
Sun bana, yok oluşun netliğini.
*
Güçlüsün sen, sevgilim, muhteşem rüzgarım,
Korkutulmuş sessizliği koruyorsun.
Kalbinde uyuyan, bir kuş gibi,
Ve su ve ateş titriyor, kaynak nehirlerinde,
Ezilen kabında göğsünün.
*
İzledim seni her yerde, aşkın yalnızlığında,
Titreyen direklerde, senin sonsuzluğun.
Nerede ölçüsü, giymişsin yıldızları,
Belirsizliğin köpüğünde, üfledim seni.
Senin, kıyılarda yarattığın, sevişme yerlerinde,
Zincirlenmişim boğazına,
Ve kumda çatlayan dudaklarına.
*
Gecenin rüzgarı, anlat bana, kimsin sen?
Senin sert örtünün,
Bütün yalnızlıkları sardığını,
Sudan ve ormanlardan, bu mekanın sonsuzluğunda.
Anlat bana, kimsin sen, hayallerle dolu,
Işığın ezdiği, umutlarla dolu,
Bütün renklerin kraliçesi,
Derinliğin çiçeği,
Yalın sevdanın sınırsızlığıyla,
Kanamış çiçek.
*
Yeşil heykelden, gezegenin gömleği,
Ver bana, çan gibi bir fırtınayı,
Ver bana, çılgın turuncu çiçeğin fırtınasını.
O merkezdeki, neşe balosunun çokluğunu,
Gök kubbedeki gemileri, yelken açtığım suları,
O göksel ateşin çeşitliliğini.
Arzuluyorum senin sonsuzluğunun tek bir anını,
Ve bütün rüyalardan, daha fazlasını, senin boyutundan.
Ölçtüğün bütün bu mor, o ciddi ve düşünceli galaksiler,
Karanlığı arayan, bütün görkemi,
Saçını hazırladığın o günden.
*
Karışlamak istiyorum senin, her yerde olan alnını,
Kapatmak istiyorum içime,
Ulaşmak için kıyılarına senin, şimdi yitip gitmek için,
Bütün nefes alan sırlarla birlikte.
Saklanmış senin karanlık çizgilerin,
Ben de su gibi, ya da nehirler gibi,
Ve getirmek için, bu gizli oranları,
Her günün sularına, kavgalarına,
Her bir kapıda olduğu gibi, sevdalanmalar ve tehditlerle,
Uyuyarak yaşıyorum.
Fakat sonra,
Gireceğim şehre, senin gibi olabildiğince,
Çok gözle ve taşıyacağım, beni kuşattığın o giysiyi,
Ve bırak dokunsunlar bana, kimsenin ölçemediği o kusursuz suya dek,
Saflık ve gazap, bütün ölüme karşı,
Yok edilemez yayılma, bütün uyuyanlar için,
Ve bütün uyumayanlar için, bir de melodi.
Kayıt Tarihi : 21.8.2025 12:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!