İyi tasarlanmış bir soygundu bu
Ruhumu arafta bırakıp giderken
Okkalı bir "Kendine İyi Bak" yapıştırmıştı
Camel aromalı dudaklarına....
Bazı gönüller açlıktan kırılırken
Bazıları hayli tok
Adın kursağımda takılı kaldı
Aşka çare yok
Aslını yaşattım bunca zaman
Bir yanda mezuniyet coşkusu
Diğer yanda
Havada birkaç saniye asılı kalan hayaller
Yılların yarım bıraktığı birçok şey
Yaşanılmayan, adanılmayan…
Olması gerektiği gibi olmayan
Karla uyandı beyaza büründü tüm şehir.
Annemin karnında Dünya'ya dair, beslendiğim kir?
Tüm günahlarımdan arındırır mı? beni.
Yeniden doğmak için girdiğim nehir
Ben bir günah delisiyim? Dudaklarındaki şarabı tatmadan akıllanır mıyım?
Gözlerin, yudum yudum ruhuma içirdiğim zehir
Uzun süre düşündüm
Varlığından taşındım
Sonsuzluğa taşınmadan
Anladım ki
Asla sevmeyeceksin beni
Ben öldükten sonra
Doğmayı versin güneş
Dönmeyi versin dünya
Açmasın çiçekler
Bir daha bahar olmayı versin
Renklerin dili olsaydı şayet
Ötekileştirmeye çalışır mıydı
Siyah beyazı
Empoze etmeye çalışır mıydı
Sarı kırmızıyı
Milyarlarca yıllık bir düzende
Milyarlarca yaşam biçiminde
Milyarlarca xy ve xx kromozonu arasında
Milyarlarca yıl sürmesi beklenen bir rastlantı sonunda
Bir zamanlar cosmosta
Sahneye çıkmıştık sen ve ben
Güneş doğmaya görsün
Gün çabucak bitiyor
Çocukluk ergenlikle
Ergenlik gençlikle bitiyor
Giden gençlik gelmiyor
Yaşlılıkla hayat geçmiyor
Gün ağarırken, Cennete doğru...
Ellerin kaydı avuçlarımdan yeryüzü soğudu.
Bir kelebek açtı gözlerini?
Kaç ölümle son bulur?
Yaşamın umudu...
Dudaklarım acaba bulur, göğüslerinde tomurcuklanan. Huzuru...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!