Bu gün burda açtı portakal çiçekleri,
Katılaşmış kalplerde, arsızın arında,
vicdanı sandığa kaldırmış olanda,
Üstü bir parmak toz kaplamış muminde,
Portakal çiçekleri açtı.
Belki görünen, çökmüş kara bulutlar,
Cahil,avare başak
Bir sineğin esintisiyle dahi ,
Yere eğilir başı,
der ki; bu defa son!
Cahil ya!
Yine gafil avlanır,
"Samimi" kelimesinin başına "gerçekten" kelimesini eklemek zorunda kaldığımız bir çağ...
Korkuyla kabullenme güdüsünün üstüne; özgürlük, mutlukluk,kolaylık, demokrasi, ilmek ilmek işlenmiş
Ve maskeler hazır, herkes gönül rahatlığıyla takıp, sokağa çıkabilir.
Artık bu sizi korur:
Gerçeklerden.
Sahne ışıkları altında saklanan bir dev,
Kimse bulamıyor.
Rabbim, kuru bir dalım yeşermeyi bekliyorum
Suyum sensin ,
Işıtmakta ancak sana kalmış
Bir kuşun konabilmesi için
Bana can ver, canıma özünü ver
Bir rüzgar ile salla yapraklarımı, titret;
Rabbim senin olmadığın yerlerden korkarım
Senin olmadığın yer; aydın karanlık,keyifli huzursuzluklardır,
Rabbim senin olmadığın kalplerden korkarım
Rengarenk Küf,ışıl ışıl körlük
Savaştığım filler, bu defa nefsim,
Rabbim, ebabil kuşlarını eksik etme!
Ne boş dolanıyor bu, diye düşünüyorlar elbet...
Oysa bilmiyorlar, sandıklarından daha boş.
Ne bi Yunus olabilir, ne de devrin akıncısı,
Ne büsbütün kopabiliyor, ne de devrine çivisini çakıyor.
Kuyruğunu kovalayan kedi misali,
Ne yakalayabiliyor ,ne de bırakıp yoluna gidiyor.
Pasifleşmişsin, dedi.
Gurur duyarım.
Sırtımın üstünde yatıyorum sanıyordum,
İlk adımımı atmışım belki de...
Çığlık atıyorum aslında
ama duymuyormuş beni.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!