Yanlızlığımın üstüne
Yine bir yanlızlık üşüşüyor
Sonbaharın hüzünlü yaprakları
Senin düştüğün gibi
Dağlar şimdi öyle sakin değil
Çok fırtınalı
Yaralıyım yüksek dağların ardında
Yaralıyım yağmur yağmakta
Issız gecelerde bir çığlık
Ay ışığı altında mor dağlar
Yaralıyım bir yıldız vurulmakta
bu metropoller içinde yaşıyamazsın
saksılar içerisinde çünkü
sen,
uçurumların en asi kardelen çiçeğisin
olamazsın yelsiz ve bensiz
çükü şairler ölünce değil
kuytu bir diyardayım dağlarının
yorgun yüreğimin sesizliğinde
esiyor eylül rüzğarı
hülyalarımı bütün cihana
duyuracak gibi esiyor
ve tek tek dökülüyor
Tut elimi
Yürü benimle
Yüreğimi al yüreğine
Nefesim nefesinde
Sıcaklığınla, teninle
Sarıl bana... sarıl bana
Tut elimi
Yürü benimle
Yüreğimi al yüreğine
Nefesim nefesinde
Sıcaklığınla, teninle
Sarıl bana... sarıl bana
Renklere yasa çıkarın
Zincire vurun gökkuşağını
Yedi renktir o...
Hasan keyf
Gök ova
Birazdan gök gürlenecek
Birazdan yağmur çiselecek
Yüreğim haykıracak birazdan
Ve sen duyacakmısın bilemiyorum?
Bu karanlık sokaklarda
Seni yüreğime alıp
kimselere görünmeden gel
yada kenti uyutta gel
gözlerini ırak yerlere tut
titreşen dudaklarını alda gel
yüreğine acıyla karışık düşerse sevda
kapama gözlerini
düşüncelerimde sessizlik
içimde rüzğarlar esiyor
ve herkes ölüp gidiyor
bir benmi yaşıyorum
yoksa bir benmiyim ölen...
Önce ılık ve hafif bir esinti dolaşır yoksulların kırsal topraklarında
Rüzğar kırık camlara vurdukça çocuklar titremeye başlar
Kadınlar telaşlanır, erkekler küfüreder
Ölü bir dünyaya kolaçan ölü bir rüzğar esintisi
Zamanı durmuş, hayatı silkeleyerek aniden toz-bulutlarıyla halaya ...
Önce ılık ve hafif bir esinti dolaşır yoksulların kırsal topraklarında
Rüzğar kırık camlara vurdukça çocuklar titremeye başlar
Kadınlar telaşlanır, erkekler küfüreder
Ölü bir dünyaya kolaçan ölü bir rüzğar esintisi
Zamanı durmuş, hayatı silkeleyerek aniden toz-bulutlarıyla halaya ...