Darağacındaki Utanç
Bir gece, sessiz ve karanlık,
Bir veda düştü darağacına.
Üç fidan eğildi rüzgâra,
Ölüm bile utandı adlarına.
Darmadağın
Düşlerim yorgun, yollar ıssız,
Gönlümde fırtına, içim darmadağın.
Bir avuç ışık sızmıyor geceye,
Sönmüş yıldızlar gibi kaybolmuş zaman.
Defterin Hüznü
Bir köşede unutulmuş sararmış bir defter,
Sayfalarında yitip giden zamanın izleri var.
Mürekkep lekeleriyle ağlamış eski şiirler,
Her satırda bir sızı, her dizede bir bahar.
Diren !
Diren ! gökyüzü bizim her gün,
Alın teri, gözyaşı ve sevda.
Bir yanımız yangın, bir yanımız gül,
Tutunuruz mavine inadına.
Dokunsam
Dokunsam kırılacak sanırdım,
Camdan ince, gölgeden hafif,
Sanki bir rüzgar alsa savrulacaksın,
Sanki bir söz yıksa seni,
Dağılıp kalacaksın.
En Güzel Hikayemsin
Her harfi özenle yazılmış bir masalsın,
Kalbimin derinlerine işleyen bir sır gibi.
Ne dün ne de yarın,
Sen sadece sonsuz bir an gibisin.
ey kader..!
sen mi güçlüsün
ben mi güçlüyüm?
birlikte göreceğiz.
alnıma yazılan
Gecenin Eşiğinde
Karanlık usulca iner şehrin omzuna,
Yorgun sokaklar sessizliğe bürünür.
Bir eski fısıltı dolanır taşlarda,
Gecenin kalbinde hatıralar büyür.
Geç Kalmışlığın Hüznü
Sana geç kalmışlığın hüznü var içimde,
Gecikmiş bir mektubun zarfı gibiyim.
Ne adın tam silinmiş, ne cümlelerin,
Geçmişe Mektup
Ey geçmiş,
bana uzaktan bakan,
suskun, hüzünlü bir dost gibi.
Nasılsın orada?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!