çok sürse de ayrılık
derman tükense de dizde
biz yitiksek bile sizde
siz gönüldesiniz bizde
göz başını kuma gömsün
ne gam
görür soluklar
acıyı, ağlamayı, beklemeyi, ummayı
dürbün gibi
Hayat bir buhurdan
Kokusu yarına buğu
Sabır kaçaksa “ar”dan
Söz öze, öz söze ağu
Yanığa ağlak bulut
Feri yitik gözler
Kimsesiz, pusuk in
Siyah, kirpiğe renk
İs, yay üstüne konuk
bitsin arayış, bitsin serzeniş
bulamadıkların yabana kalsın
hayatsa isteğin, yaşa gönlünce
gülmekse dileğin, gül saatlerce
mümkünü ara, bul senin olsun
imkânsızı kov, bırak ele gitsin
Gün saklı kalacakmış
Gizem gerekliymiş dile
Geçme yaz vapuru arkasına
Atma martılara simit
Kararlı bugün onlar
Koşmayacaklar peşinde
gün gelip aymazlık bitince
gri mor nefesler arasından
vedalarına bakacaksın
seni bir yaşayan arayıp
bulamayacaksın
işte o zaman
Baboşum, yiğitlik serde demirbaş
Hak bildiğin yoldan dönmeyeceksin
Olsa da baboş, yolun ıssız ve loş
Gölgenin ardına sinmeyeceksin
Unutma baboş, gençlikte oynaş hoş
çelikten ilmek vursalar boynuna
zehir katıp aşına koysalar önüne
her kirpiği gözüne, her tüyü tenine mıh edip çaksalar
kulağında ses, dudağında nefes olmasa
çizgi çizgi olsa alnın, kıvrım kıvrım olsa yüzün
burnunda koku, teninde doku kalmasa
Kalk uykudan ey yel
Estir alnımda gizli bir el
Gir kem gözlere pervasız
Kıskansın, çatlasın her el
Es ey yel, bu güz de dargın




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!