Kondun başka dala, duydum güzelim
Bahçemdeki rengi pek bulamazsın
Demişsin ki “kaba” duydum güzelim
Biz sığmayız kaba, sen bilemezsin
Apaçık yaşadım, sinmedim yavrum
upuzun bir zaman
dolu dolu dertlerle
yerin yok o zamanda
sen kendine ilerle
bana kalsın elem, acı
Bilirsin belki hikâyeyi
Mecnun hastalanıp yatağa düşer
Doktorun kan alması gerekir
Tam koluna batırıp iğneyi alacakken kanı
Mecnun, “Dur, al ücretini ve git.” der
Sorar doktor:
Kanatlarım var, çırpıyordum
Sanıyordum ki
Kanatlarımla uçuyorum
Dostluğun rengini öğrenmiştim
Beyaz
Geceler, ruhumun malikânesi
Suskunluk ortağım, sessiz geceler
Şu bitik keyfimin tek meyhanesi
Sitemsiz sırdaşım, dilsiz geceler
O hayat çilesi, o dil yaresi
Hiç aktın mı birinin sözlerine
Sende senden fazlasını bulan birinin
Hiç tüttün mü birinin ellerinde
Sana yelken açıp sende kalan birinin
Kelimeler düğümlendi mi hiç boğazında
Hey ölümlü!
Nedir bu azamet, çalımın kime
Ne çıkar
Destanlar yazılsa güzelliğine
Biterse eğer bir gün
Elveda dualarımın tekbiri
Rüyalarımın tabiri
Duyduğum seste ahenk
Gördüğüm çiçekte renk
Çatlak toprağıma su
Can düşmanlarıma pusu
sen, o, şu, başkası, herhangi biri olmuştum şimdiye dek
ama
“kimse”, “hiç kimse” olmamıştım
“öğrenmenin yaşı olmaz.” diyenler
eksik söylemişler
Bir köprü olsa sırtım
Kalpler koşarak geçse
Sevgiye, ümide, esenliğe
Acıtsa da taşlar bedenini
İncitse de topuklar canını
Şikâyetsiz, sitemsiz şükretse
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!