Bin derde düşsem bin kez ağlasam
Umudum yitse de tükensem
Dizlerimin üstüne çöküversem
Dermanım bitse de kalakalsam
Yanlızlığın sırdaşı olsam
Ben onu dinlesem o beni
Bir şehrin taşlarına sinmiş çığlıkları dinledim,
Her köşe başında unutulmuş bir ismin yankısı vardı.
Gökyüzü, öyle ağırdı ki,
Bulutlar bile adaletin terazisinden kaçmış gibi,
Dengesiz, yamuk, devrilmeye hazır…
Sahildeyim gecenin bir yarısında
Elimde bir taş parcası
Fırlatıyorum sekiyor yakomazda
Ay ışığı daha bir edalı
Aklımda fikrimde olan
Ne varsa dalga dalga kıyıya vuruyor
Hayal kurmayalım birlikte
Mesela yakamozun raksını izlemeyelim
Ay yansımasın yüzümüze
Yıldızlar birer hikâye olup akmasın gönlümüze
Güneş doğmasın ardından
Çiçek açmasın vişne ağaçlarımız
Gözlerini kapattığımda o ana gittim.
Tam o ana…
Ocağın başında et kavuruyordun.
Yüzündeki gülümsemeyle, bir o kadar yorgun…
Ama asla solgun değil.
Çok mutlu, bir o kadar huzurluydun.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!