Mesnevi’de bir ustanın şaşı bir çırağı vardı.
Bir gün onu yanına çağırdı.
Dedi:” Bizim evde rafta bir şişe var onu getir.
Rafta 2 şişe görünce, ustasına gelip, dedi ki.
Rafta 2 şişe var acaba hangisidir.
Oğlum orada bir şişe var dedi, usta.
Biri gelip, Yar’in kapısını çaldı, tak tak.
Haşmetiyle cevap verdi “Kimsin” diyerek, Hâk.
Kapıyı çalan benlik haliyle cevap verdi “Benim”.
Dedi ki Hâk,
“Git daha dolaş, benlik üzerindesin, diyorsun “Benim.”
Dostuna hediye götürmek istersen eğer,
Durumun da uygunsa,
Ona sevdiği şeyi götür ver.
Hikaye söz eder,
Yusuf Peygamberin konuğu bir dostundan,
Peygamberimiz bir gün evlatlığı Zeyd’e,
Sordu:”Bu gün nasılsın, nasıl kalktın diye? ”.
Zeyd’ de dedi ki:
”Mü’min olarak kalktım ey Allah elçisi”.
Peygamberimiz sordu yine:
“Peki bunun belirtisi, nişanesi ne? ”.
Mesnevi’nin ilk 18 beyiti,
İnsan-ı Kâmil’in,
Tamlığa ermiş insanın özeti.
Orada anlatılır,
Nasıl olunur, İnsan-ı Tam.
Yani İnsan-ı Kâmil, Tam İnsan.
Vaz geçip dünya hevesinden,
Uç Can’ım ten kafesinden.
Seni üfürdü Hak’kım kendinden.
Doğdun Hak’kın nefesinden
Dönüş yine Onadır.
Ulûl Elbâb yani,
Duru, Şeytanilikten Arınmış olan,
Akıl ve Gönül Sahipleri.
Akıllarında ve gönüllerinde,
Haksızlık barındırmayan,
Nefsin en büyük düşmandır.
Ona uyanlar pişmandır.
Seni zalim eden nefsin.
Nefsini besleyen sensin.
Fransız Devrimi’ nde burjuva,
Başkaldırmış din adamlarına ve krala.
Özgürlük, eşitlik, laiklik, kardeşlik demiş.
İki dudak arasının ayrıcalıklarından,
Bıkmış, cumhuriyet demiş, seçim istemiş
Zorla güzellik olmaz gönül.
Bu aşkın sonu kül.
Üzül ey gönül üzül.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!