''Sinirlenme abi'' dedi.
'' Beni de polisler hep tutkluyor oyunda.''
'' Nasıl olsa oyun bu, sinirlenme bu kadar.''
Henüz altı yaşındaki çocuk dedi bunu,
yirmibeş yaşındaki bebeğe.
Sen benim en iyi alışkanlığımmışsın meğer.
Dün kumar masasındaydım yine.
Ağzımda birini söndürmeden diğerini yaktığım sigaralardan biri,
bir elimde içkim,
bir elimde kumar kağıtları...
Kocaman bir yalan daha söyledim sana.
Okyanus kadar büyük,
okyanus kadar geniş,
okyanus kadar derin sana sevdam.
Kimbilir...
Belki de sensin okyanus,
ben de okyanusta masum bir yunus?
Neden bozulduğunu anlamış değilim... Hep sevecek değil ya seni şiirlerim...
Eğer aramıza ''çıkmak'' diye birşey varsa sevgilim, biz niye hala zemin kattayız?
Gülümse herşeye rağmen hayata,
Yok üzülmenin bir yararı,
Bilmem nedendir bu şamata,
Aşk insanda bozuyor ayarı,
Yalan da olsa çoğu zamanı!
Nisanın tam ortasıydı.
Yani aşkın haftasıydı.
Biri çıktı karşıma,
gül gibi,
papatya gibi.
Bakmaya, koklamaya doyulmayacak biri.
Aşkın üç halini yaşadık biz.
İlk başlarda katı haliyle yaşıyorduk aşkı,
öpüşmeler,
sevişmeler kaskatıydı.
Sıvılaştı gitgide aşkımız.
Çok laubali oldu,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!