Sılayı andıkca duyar bir sancı,
Aklına gelir; ana, baba, bacı,
Arar bir teselli, arar ilacı;
Ya bir meyhane de ya'da bar'da...
Ya sılada olur aklı, ya da yâr’da..
Yüzde güzellik var diye övünme!
Onu var eden Cenab-ı Hakkındır.
Gözde özellik var diye öğünme!
Onu var eden; Cenab-ı Hakkındır...
Kendi yaptığın bir şey ise söyle,
İsteseydim;
Sana baktığım kadarıyla
Kırk güzele bakardım
Hepsini yan yana dizip
senin şemalini yapardım.
Bir Hamal düştü ideme,
Sevda yüküyle duraksadı,
Hantal bir yükün altından kalkmışçasına silkelendi ilkin,
sonra tansiyonu düştü
düştü yere.
Şöyle bir gitsek diyorum;
Nasıl olur?
bir ucu umuda
bir ucu mutluluğa çıkan bir yolda,
gitsek ucsuz bucaksıza
seyredsek orda birbirimizi,
İri pençeli umudu
Sevdayı haddeden geçirir
Kızıla çalan muzdarip yüzünü
Bir gaddara çevirir
Hazanda ki güller kadar ince hayatı olan,
Döl tutmamış gençliğinde siper sabır içinde yaşayan
Hasret geliyorum demez, öyle birdenbire beyne vurur,
Damarlarından yakarcası şevkle geçip yüreğe, kavurur.
Önce;
Dokuz ay süren bir belgesel ile başlar,
Sonra bilim kurgu ile izlenmeye başlanılır,
Anlanmaya çalışılır imikleri,
Benzetilir -elleri- gözleri - kirpikleri
Benzetilir ya anneye ya da babaya,
''İllegal bir eylem başkasına bakmak,
Bir başkasını aramak illegal! ...
Yürekler kuluçka yatmışken sevdaya
Bir başkasına ihtiyaç duymak
Bir başkasını anmak illegal..




-
Ferezet Eze
Tüm Yorumlartek kelime ile TEBRİKLER :)