Hayat ne acımasız!
Çok acımasız...
Bir tokat vuruyor diğer yanağımızı dönüyoruz.
Yıllardır ders anlatıyorum,
Ders anlatırken de hayatı anlatıyorum.
Bana diyorlar ki:
Her insanın Çekim Yasası farklı.
Menfaat için
O çekime girmiş gibi yapmak
İnsanlığımızı bitirir.
Yani biz bu dünyaya sadece
Fiziksel dürtülerimizi,ihtiyaçlarımızı
Çok bunaldım!..
Aşksızlıktan ya da o enerjinin yoksunluğundan.
Yaşanmamışlıklar insanı dürtüyor:
Ya-şan-ma-mış-lık-lar...
Çok kötü yahu!
Kendine gel!
Kimsin ya da kim değilsin?
Sen bir pervane misin değil misin?
Bir enerjinin peşinden koşup,
O enerjiye yapışıp
Ölmeyi yeğleyen bir insan mısın
Ya da
Her insan,
Yaşanmışlıklarının senfonisini yaşıyor
Çünkü enerjiyi yayabilmek için bu evrene
Kaç kişi kendini feda etti
Veya sevgilinin ağzından çıkan sözün
Kendisi olmasını duymak için
Bu yaşıma kadar okuyamadıklarımı
Okumaya başladım...
Sırrı yaşayan birçok insan var.
Yazmışlar,
Okuduk.
Okuduk da ne oldu?
Bir şey var biliyorum:
İnsan, işte o en büyük enerjinin içinde
Yok olmak istiyor.
Hiçlik de bir varlık aslında.
Çoklu birleşmelerin oluşturduğu
Tek varlık, hiçlik.
Sensiz dünyam beyazlar altında
Ilık rüzgarlar sadece senden esiyor her yer soğuk
Çığ altında kalmışım son nefesim çıkıyor boğuk boğuk
Tüm ağaçlarım çiçekleniyor ılık yağmurunla
Tanrı’m,
Varlığını o kadar hissettim ki
Dün gece.
Sesiyle,
Serinliğiyle,
Güzelliğiyle
Sen hiç mutluluktan beslenen şiir gördün mü?
Yaşarken ölenlerin kaleminden dökülür mısralar
Bazen aşka dönüşür bazen yürekleri yaralar.
Yaralı yüreğimden kağıda aşkın rengi damlar.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!