Kuran kursuna giderken,
Sarı sakal hocamız vardı.
Akıllı bir adamdı.
Bizleri okutur,
Başka tarafa yollamazdı.
Bize de tavsiye de bulunur,
Kuranı öğrenin,
Gönlümle oturdum da hüzünlendim o yerde,
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar agarırken konuşmuştuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin agaran daglari nerde!
Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
Devamını Oku
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar agarırken konuşmuştuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin agaran daglari nerde!
Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
Keşke Kur'an öğreten o hocalar o Kur'anın manasını ve mealini de öğretselerdi o zaman herkes dostunu ve düşmanın iyi tanır birbirlerine hasımlık yapmak yerine dostluğu yeğlerlerdi. Artı; onları hiç bir insi ve cinni hiç bir şey ile tavlayıp avlayamazdı. Ama 1928 de Arapçayla beraber Kur'an okumak ve okutmak da yasaklanınca gerçek ilim adamı yetişmez oldu ve çantanın kenarında kıyısında kalanlar da yarım hoca ya da çeyrek hocalar olarak öğrencilerini ancak o kadar yetiştirebildiler.
Hayırlı sınavlar Hasan hoca.
Karınca kadarınca diyelim.
o tarihlerde...
Sağlıklı ve huzurlu günler dilerim üstadım.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta