"Ezo"
...
Toz duman buralar Ezo.
Ruhum çiçeklenmeyi unutalı,
hayli bir zaman oldu.
İçimdeki toprağı özlüyorum.
İnsanların
tenime işlediği dikenlerimden,
Hayatın kulağıma fısıldadığı
Acımasız melodiden
kurtulmak istiyorum.
Işığımı özlüyorum Ezo.
Karanlığın pençesinden sıyrılmak,
Kelimelerimi
özgürlüğüne kavuşturmak istiyorum.
Aralık zehir saçıyor üzerime Ezo.
Darda kalıyorum
kendi göğsümün ortasında.
Yarına çıkacağının
garantisi olmayan
düşler var ellerimde.
Kes şu damarlarımı Ezo!
Akıp gitsin ruhumdan
o kirli siyah acılar.
Saymıyorum bu hayatı.
Kulağıma okunan
ilk ezana dönmek istiyorum.
Baştan başlayamaz mıyız Ezo?
Kendimi çok özlüyorum.
Ah kalbimin atışı Ezo!
Nasıl da
çaresiz geliyor kulağıma.
Masada
içilmeyi bekleyen ilaçlar sıralı.
Kendimden umudum kalmadı.
Çocukluğum, gözleri yaşlı
şimdiki beni izliyor,
içimin seyir tepesinden.
Onunda benden umudu yok belli.
“Sen çok güçlüsün,
hadi son bir kez daha !”
masalını anlatmıyor artık.
Ruhumun rengarenk uçurtmaları,
göğümden çok uzakta kaldı.
Beş taşımı
ç/aldılar ceplerimden Ezo.
Şimdi aynada gördüğüm,
Dört tarafı acılarla çevrili
cılız bir beden.
Solumda da
tek atımlık bir kalp var.
Mecalim yok Ezo.
Herkesin
bir tarafa çekiştirdiği ruhumun,
kırıntıları bile kalmadı.
Ya Hayallerim...?
Hepsini karanlığa gelin ettim.
Tam da orta yerinden kırıldım,
dalına tutunduğum çınarın.
Bu şiir
kimsesizliğimin resmidir Ezo.
Haysiyetini
yitirmiş bir dünyada,
Onurlu bir yaşam için,
yalnızlık nimetmiş Ezo.
…
ESRA NİZAM
21.12.2024
Kayıt Tarihi : 22.7.2025 04:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!