Eylül Şiiri - Yorumlar

Haydar Ergülen
118

ŞİİR


176

TAKİPÇİ

Kadın gider ve bunun şiir olduğu söylenir
kadın gider ve bir şair doğar bundan
(Ben hangi kadından şair olduğumu bilirim)


"Yazın bittiği her yerde söylenir"se
kadının gittiği de her yerde söylenir

Tamamını Oku
  • Lara Açanba
    Lara Açanba 27.09.2010 - 20:53

    ....şiir sadece kendi işini yaparken...bu işin elbette taşeronları da olacaktır...o yüzden ilminize...sıfatlarınıza...ve maneviyatınıza..her daim...saldırılar olacaktır...bu dünde böyleydi..bugünde yarında değişmeyecek...kesin bir çizgi vardır...şiir tanrının layık gördüğü insanlarına verdiği küçük sırların derin bir özetidir...şiiriniz..şiirimiz..şiirleri..tam olarak hazmedilemeyebilir...en korkunccu kastınızdan tam tersi bir söylem yakıştırılabilir...ihtimaller bir hayli çok...ama şuna emin olmaktan maalesef pek gurur duymamaktayım..şiirler...ne vakit ehli olmayan el ve dillerin meşguliyeti haline gelmiş ise...yolun sonu hep aynı kapıya çıkmaktadır...ve bu kapı asla şiire giden yolun başı değildir..peki nedir..niyedir..bu sorunun cevabı ortalama yüzyıllık insan ömrünün anlayıpta bir türlü yerine bırakamadığı garip yazgısının hep siyah beyaz...fotoğrafları gibidir...ve renkler ne vakit belirginleşir resimlerde şiir kendi sokağında oturuyor demektir...ve yine inanmaktayımki...sadece şiir için meşgul ve oona yoğunlaşmış iseniz...insanlar sizi birgün mutlaka anlıyacaklardır..o yüzden şiir kimsenin kazançlarına hizmet etmeden yürümek zorundadır..ama hiçbir şeyin...şiir layık olduğu yere elbette varacaktır... ahlaki çöküntülerin ve dil erozyonlarının mimarları olmadığımız vakit...kadın olma kaygısından ve erkek egemenlik hissine kapılmadan...saf insanlık ve bağımsız şiir ideolojiniz adına bu şarttır...
    Ve yine şiir adına yaptığımız faklı yorumların tahammülsüzlüğü sebebiyle bir yığın güzellik çarçur edilmekten hiç çekinilmemiş...ve kadın dünyasının işikları hala kapalı ve el yordamı ile sözler karalanmakta..fevkalade üzüntü verici..şiirin konusu hiç sıradan değil...hayatlarınızdaki..olmazlarınız ne güzel anlatılmış..analarınız..kardeşleriniz..eşleriniz..çocuklarınız..sizin dünyanız ressam gibi çok net bir ifadeyle adeta mıhlanmış ama nedendir bu hakimiyetsiz iradeler ve garip senaryolar...dünkü yorumunu eklediğim o şair arkadaşıma hak vermekteyim..ben bu işi herhalde hiç bilmiyorum..ve ben bunu bilmeden haddimi aşmaktayım herhalde şiir adına..


    bir yazı ile şiir arasındaki tek fark sadece sizsinizdir...onun şiir olabilmesi için şiirin kendisi kadar şiir olmanız gerekir...ve gördüğüm henüz şiir olamıyanların şiire bilmeden düşmelerinden ibaret..inanın şiir sizi ayağa kaldıracak ve dolaştıracaktır sokaklarında...

    Cevap Yaz
  • Leyla Mövsüm
    Leyla Mövsüm 27.09.2010 - 20:00

    Konu olarak bir sözüm yok. Demek istediğini deye bilseydi güzel bir şiir olurdu. Ama vezin açısından şiir şiir gibi olmamış.
    Aynı sözleri şiirde kullanacaksan tekrir olmalı, tekrar değil.

    'kadın gider ve bir şair doğar bundan'

    Her kadın şair doğuramaz. Bu şiirdeki kadın da bu konuda başarısız olmuş malesef.

    Erkekler de şair kadınlar doğurabilir.
    Aslında şairi doğuran aşktır.
    Kadın sevgisi daha içten ve gerçek olduğu için, erkekler daha başarılıdır bu konuda bence.
    Ama şair olmayı daha çok erkekler hak ediyor. Sevilmeği değil bir az da sevmeği öğrenin.

    Cevap Yaz
  • Xalide Efendiyeva
    Xalide Efendiyeva 27.09.2010 - 18:46

    Bütün oğullar anneyi bir şiire terk eder!
    O kadın beni terk ederse şair olurum
    oğul olduğum kadın sakın beni terk etme,
    şiirdir söylenir, yazdır biter, kadındır gider

    Bütün kadınlar şiiri bir kadına terk eder!

    Şair bu son beş mısrayla sözünü demiş ve güzel demiş
    Oncekiler tekrardır,
    Böyle tekrar okuyanı yorar.
    Neden her şiirde 'eylül'?
    Son fikir mükemmel
    Bütün kadınlar ŞAİRİ bir kadına terk eder, o kadın ANAdır!

    Kutluyorum günün şairini,
    Hikmet beyin yorumu mükemmel, şiiri anlamak da bir yetenek.

    Cevap Yaz
  • Selcen Koçel
    Selcen Koçel 27.09.2010 - 17:55

    'kediler, aşklar, kelimeler.. ürperen ve ürperten notalarla büyütürler şairi' .. ah şair övgü mü sana yazılanlar? -diye övgü diye sana..... - üzgünüm kediler gazelim.. -gazel bundan keder bundan sır bundan..-

    Cevap Yaz
  • Nadir Sayin
    Nadir Sayin 27.09.2010 - 17:50

    Tabii biraz önce ki yorumumda üç bayan dostumuzu sembolik olarak isimleriyle belirttim..Ama örnek Maneviş Köylü hanım gibi burada nice insan gibi insan ve yürekleri şiirleriyle, edebiyatta ki işlevleriyle ve bilgileriyle her bir teki bin dinci erkeğe taş çıkartan kadın şair dostlarımız var…Siz varsınız ve evet biz varız, sizinle varız...
    Şiirlerimizde-edebiyatımızda..toplumumuzda mesele ne siyaset, ne terör ne de irtica..Yurdumuzun bulunduğumuz şu çağda ki meselesi kadınlarımızın, ben erkeğim diyen yiğitlerle, şu ortaçağ ya da ılımlı dedikleri dinci erkek saltanatını yıkma meselesidir..Püf nokta ve çözüm özü ordadır..

    Saygıyla..

    Cevap Yaz
  • Nadir Sayin
    Nadir Sayin 27.09.2010 - 17:37

    Şiir kendi bünyesinde degerlendirilirse, şair kendi duyumunu şiirleştirmiş….. Ancak bu bir şairin şiiri ve işlediği konu ise onun duyum-görüş aynası, bir şiirin ya da nihayetinde bir inasanın duyumu-görüşüdür.. Saygı duyulur. Mesele bu kadar basit diyebiliriz.

    Diyebiliriz de...
    Ne zaman ki bu görüş üzerinden, şiir üzerinden özellikle dincilik yapılıyor ya da kadın insanlık nazarında ikinci sınıfa itilmek isteniyorsa..ya da sadece şiir de pek çok alanda olduğu gibi erkelerin tekelinde ve iktidarında olduğu zavallılığı yapılıyorsa, asıl sorun ve üzerinde durulması gereken konu budur..

    Orta-çağ Avrupa'sında ki mahkemeleri dâhil sayısız insanın canını din düşüncesiyle almış; devletlerin otoriter devler yönetimlerine ortak olmuş, sanki bir değeri koruyormuşcasına astığı astık, kestiği kestik asırlarca hüküm sürmüş ve kadınları eve hepsedip köle gibi sömürmüş ve hatta onlara zincir dâhi vurmuştur.

    Dünyada hiç bir entellektüel insan, dinlerin yönetim olduğunu, değil ahret, amaçlarının sadece dünyada çıkarları peşinde koştuğunu ve insanları kul-köle durumuna düşürerek, kullanılması kolay sessiz toplum yaratma düşüncesini uygulamayı amaç edindiğini yadsıyamaz...
    Bunu, 1700 yIllarının yarısında, Fransız devrimi bir nabze olsada yıkmıştır.. Dincilik saltanatı hayatın politikasından, sosyal yaşamından ve ekonomi ve ticaretinden arındırılmış, ama dini sağlam bir kale olarak/sembol adıyla hep yaşatmıştır..Neden? Onu da günümüzde de dünyanın sömürüldüğü kapitalist sisteme gebe olduğu için..

    Yani al holdingleri vur dincilere..Amarikan dolarını al vur yeşil dinarcı milyarderlere… Bunların odak noktası ne? Birinin ki KâR üstüne kâr, büyümek durmadan ha bire tüketen toplum ve hamburger yiyicileri yaratmak/reklamlamak aşılamak..Digerinin ki ise ne pahasına olursa olsun CENNETE kavuşmak. Hiç birinin odağında İNSAN yok, ‘AMAÇLARI’ insan değil; onun kardeşliği ve farklılıklarla yaşamı değil dünyada, mutluluğu..huzuru ise kesinlikle odak noktalarında yok oğlu yok. Peki insan ne onların nazarında? “ARAÇ” ..tüketmeye araç ve cennete yolculuğa ya da garantilemeye araç!..

    Bizdeki dinciler daha hâlâ ortçağ zırvalamasından kurtulamadı, siyasette, ekonomide.. miras dağıtmada, yatak odanızda ya da kurumun devletin içinde..gizli dalkavuklar..ve gizli imamlar ortaçağ aklıyla sanki yurdumuza hâkim olacaklar, ahlak polisleri kapınızda…Vay zavalılar vay.. Allah´ı dahi kandırıcılar sizi..

    Madem bu insanlar hâlâ ortaçağ aklıyla buralarda da ha bire ötüyorlar…siz AYDIN KADINLAR ..insanlığınızla UZAĞIM rumuzlu Tayyibe hanım gibi ve öz vurgusuyla Hülya hanım ve yine dik duruşuyla Ayça hanım gibi dik tutun başınızı…Biliyorum ki erkeklerin dinci saltanatından KADIN olarak kurtuluşunuzun yolu, ..sizin gibi yürekten gelen sevgi, dayanışma bilgi ve aydınlık beyinlerinizde balansa eren akıl gücünüzle liderliğini bizzat sizin üstelendiğiniz davanızda, yanınızda olan biz yürekli ve gerçek aydın erkeklerle ancak ona erişeceksiniz..
    Saygıyla..

    Cevap Yaz
  • Meneviş Köylü
    Meneviş Köylü 27.09.2010 - 17:36

    hoca hoca, bos laf etme öyle koca koca. senin gibi cahillerin yüzünden böyle din sizlesiyor yalanlaşiyor dünya. aklinla kendini akla hoca!

    de ki; Tanri, bizi ezberden ve Hak şahini gibi kendini kuş sanip baliklama atlayanlardan korudugu zaman KIYAMET kopacak.


    Cevap Yaz
  • Nazır Çiftçi
    Nazır Çiftçi 27.09.2010 - 17:33

    Evet evet ! Toprak doğurgandır.EYLÜL eylülün sonu, besbellidir. Kusur etmeyen tek aydır EYLÜL. Verir verir verir. YUedi Bölgemizde yedi ikjlimdir EYLÜL... Dolu doludur.Ahlâk o kadar güzeldir! Hiçbir an kıskanmadan bin bereketi devreder. Güzelliği devreder. Bu yazılan 'eylül ' nasıl eylül!!! Bereket neresinde... Teşbihler vardır zira ana oğul ikiklisi gibi sadece... Daha verimli bir EYLÜL olabilirdi .Kolay gelsin yazar kardeş. Nazır Çiftçi //Ankara //27.09.2010

    Cevap Yaz
  • Hikmet Çiftçi
    Hikmet Çiftçi 27.09.2010 - 16:28

    YANLIŞ ANLAŞILMASIN. KADINDAN ŞAİR OLMAZ DİYEN YOK. KADINI AŞAĞILAYAN HİÇ YOK, OLAMAZ DA…
    ANCAK ÖZELLİKLE KOSKOCA 600 YILLIK İMPARATORLUK DÖNEMİNDE VE SONRASINDA DA FAZLA KADIN ŞAİRİMİZ YOK.
    İŞTE ÇARPICI BİR ARAŞTIRMANIN SONUÇLARI…
    Prof. Dr.
    NAZAN BEKİROĞLU'nun araştırması: Osmanlı Kadın Şairleri
    Osmanlıda kadın şairler kadar, kadın şairler üzerine yapılmış araştırmaları da gözden geçirmek isteyen bir araştırmacı hayal kırıklığına uğramayı peşinen göze almak zorundadır. Sözünü ettiğim hayal kırıklığı kadın şair sayısının azlığı gibi bunlar üzerine yapılan araştırmaların sayısının da azlığından kaynaklanmaktadır.
    Geleneksel dönemde edebiyat tarih ve tenkidinin yerini tutan tezkirelerle sınırlı kalan edebî araştırmalarda adı geçen kadın şair sayısı iki elin parmaklarından çok az fazladır. Tezkirelerin sınırlı ifade kalıplarına sıkışmış olarak birbirine benzer cümlelerle tanıtılan, bir çoğunun eserleri dahi elimize ulaşmış olmayan bu şairler hakkında doyurucu araştırmaların yapılmış olmasını zaten bekleyemeyiz.
    Tanzimat sonrasında sayılarında artış görülen kadın şairler üzerinde ise münferit ve ciddi birkaç çalışmanın varlığına rağmen; kadın şairlerimizi başlangıçtan itibaren ele alarak ortaya gerçek bir panorama çıkaracak sistemli bir çalışmanın henüz yapılmadığı aşikârdır.
    Zeynep Hatun
    Mihrî Hatun
    Ani Hatun
    Fıtnat Hanım
    Leylâ Hanım
    Şeref Hanım
    Âdile Sultan
    Tevhîde Hanım
    Feride Hanım
    Hatice Nakiye Hanım
    Sırrî Hanım
    Münire Hanım
    Fıtnat Hanım (Trabzonlu)
    Habibe Hanım
    Hasibe Maide Hanım
    Hatice İffet Hanım
    Leylâ Hanım (Saz)
    Nigâr Hanım
    Makbule Leman
    İhsan Raif
    Şükûfe Nihal
    Halide Nusret Zorlutuna



    Cevap Yaz
  • İbrahim Necati Günay
    İbrahim Necati Günay 27.09.2010 - 16:15

    Ocak,Şubat,Mart,Nisan,Mayıs,Haziran,Temmuz,Ağustos,Ekim,Kasım,
    Aralık
    Eylül ?
    Saygılarımla.....

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 40 tane yorum bulunmakta