Karanlığımın bağrında, saçlarından çarmıha gerildiğin, miladından da eski mağaralarımda aradım siluletini,
oysa siluletin;
çoktan kaptırmıştı atomunu, savaşarak yokluğun ihtişamına..
Yüzlerce yıllık arayışımda, körfezlerden, sırtımda oyuklarına taşıdığım suları içtim, iliğin burnumdan geldi, yaşanmamışların namına.
Paratonerlerle seviştim. Paratonerleştim, elimdeki akımını yitirmiş saç tellerinin kalp atışları adına.
Oysa gökden elektrik yağsa da; yokluğun, gerçekliğime kasıttır ve yangındır elektriğini yitirmiş saçlarının çırasına..
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta