Günümüzde bilimsel bulgular ışığında vardığımız en ilginç gerçeklerden biri, dünyamızın aslında tamamen karanlık olduğudur. İnsanlık, uzun bir süre boyunca ışığın dış dünyada var olan mutlak bir gerçeklik olduğuna inanmıştır. Ancak modern bilim, ışığın yalnızca insan beyninde bir algı olarak oluştuğunu ve aslında dış dünyada ışığın var olmadığını kanıtlamıştır. Bilimsel olarak, ışık bir elektromanyetik dalgalar bütünü veya foton adı verilen enerji paketçiklerinden oluşur. Ancak bu dalgalar ya da fotonlar, bildiğimiz anlamda "parlaklık" ya da "aydınlık" değildir. Örneğin, Güneş veya bir lamba ışık saçıyormuş gibi görünse de, bu sadece beynimizin bir yorumudur. Güneş ve diğer ışık kaynakları, aslında farklı dalga boylarında elektromanyetik parçacıklar yayar. Bu parçacıklar çevremize yayılarak çeşitli etkiler oluşturur, ancak bu etkiler sadece enerjidir; bizim ışık olarak algıladığımız şey beynimizin bir üretimidir. Fotonlar, ışık dediğimiz algıya temel oluşturur. Bu parçacıklar genellikle çarptıkları atomlardan sekerek yollarına devam eder. Fotonların frekansı, yani titreşim hızı, onların enerjisini belirler. Örneğin:
Morötesi (Ultraviyole) Işınlar: Cildimize nüfuz ederek genetik materyalimizde bozulmalara yol açabilir. Uzun süre güneşe maruz kalmanın kansere neden olabilmesinin temel sebebi budur.
Kızılötesi (Enfraruj) Işınlar: Enerjilerinin bir kısmını çarptıkları yüzeylere bırakır ve ısı olarak algılanır. Örneğin, akkor haline gelmiş bir sobadan yayılan kızılötesi ışınlar, cildimiz tarafından sıcaklık olarak hissedilir.
Fotonların frekansı morötesi ile kızılötesi arasında olduğunda ise bu enerjiyi gözlerimiz algılar. Gözün retina tabakasına ulaşan bu fotonlar, elektrik sinyallerine dönüştürülerek beynimize iletilir. Biz de bu sinyalleri "ışık" ve "renk" olarak yorumlarız. Renk dediğimiz olgu da aynı şekilde tamamen beynimizin bir üretimidir. Çevremizde gördüğümüz renkli dünya, gerçekte yalnızca farklı dalga boylarındaki elektromanyetik enerjilerin bir sonucudur. Gözümüzün retina tabakasında bulunan koni hücreleri, ışığın belirli dalga boylarına tepki verir. Üç ana koni hücresi şunlardır:
1. Kırmızı
2. Yeşil
3. Mavi
Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım,
Sessiz, sedasız mı olacaktım böyle?
Çok sevdiğim salatayı bile
Aramaz mı olacaktım?
Ben böyle mi olacaktım?
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta