Ey evlat!
Çocuk gülüşüyle gel.
Gözlerinizde parlayan ışık
Kapımı çalacak bir umut.
Limana yaslanmış bir bekçiyim
Mavi denizlerde ararım gözlerinizi,
Martılara sorarak…
Olun yanımda ki!
Sizin kahkahanız dolsun nefesime
Yaklaştır yüzünü özüme,
Yanaklarından damlayan tuzlanmış
Yaşı yarama mehlem edeyim.
Kavgamda düşlerim,
Haksız kazancın
Bedelsiz harcamasını
Yumruklarımızı sıkarak
Size omuz veririm beraber zafer şarkısı söyleyerek!
Rüzgârın okşasın terimi,
Limana yanaşan bir gemi misali
Okunmamış kitap gibi
Siz damarlarımda bir haritasınız.
Bardağıma koyduğun çayda
Yüreğime aşağı inen sizin sıcaklığınız
Soframdaki aşım ekmeğim,
Omzumdaki sevdam,
Duvarda asılı sazım,
Özüme kattığım dünüm bugünüm
Ve kavgalarım
Çoğaldı sizinle…
Şehir şehir büyüdü korkularım
Issız kaldırımlarda
Sesiz çığlıklar
Gece tren seslerine karıştı…
Siz gelmediğiniz akşamda
Akrebin yelkovanla kavgası gibi
Dövüşürüm gölgemle saatler ilerledikçe.
Okşamak ister ellerimle saçlarınızı,
Bereketli ve hünerli ellerden
Tarlaya bırakılmış bir tohum gibi.
Kabuk bağlamış nasırlarıdır
Bir direnişin isyancısındaki kavga
Yüreğime saplanan.
Zulmün yenemediği kahpe yalanların
Sancısını hangi hasret ağırlar gülümseyerek?
Tütün tarlasına gömdüğüm alın teri
Bir gün bulur heybemde sakladığım umutlarınızı
İşte böyle başlarsınız yeni güne
Yüreğinden bir tanrı düşleyerek
Evlat….
14/06/2015
Ali Asker ÇataltaşKayıt Tarihi : 14.6.2015 23:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!