Evlat Şiiri - Garib Garib

Her gönüle girme, şeker olsan erirsin…
Doyulunca tadına sonra acı verirsin evlad…
Her isteyene söz verme, çağrılır iş başına gelirsin…
Söz ağır gelir, gücün yetmez, altında ezilirsin evlat…

HAK adıyla başla söze, unutulur yoksa kıymeti olmaz…
Nazar adam devirir, kemter gözde heybetin durmaz…
Çalış çabala , dağ olsa hazır tükenir kalmaz…
Alın teri kıymetlidir her adamın alnından damlamaz evlat…

Girme, her Kâl meydanına, doğru olsanda hem…
Eğilip bükülme, önüne atarlar türlü, türlü yem…
Bir puntuna gelir devrilirsin geçer gider bu dem…
Sukut olmayan ağza , lazım gelir gem evlat…

Açma gözün hiçe, bela getirir manasız bakış…
Avını kolla, yoksa boşa gider hedefsiz atış…
Haram denizine girme, çıkmadan bulursun batış…
Olurya girdabına düşersen , helale yapış evlat…

Bilmediğin yola yürüme, aklı hep tutmaz kafadaki tas…
HAK yolun eğriliği yok, sen ayağını sağlam bas…
Yoldaşını has tutasın, peşin sıra tutulmasın yas…
Bitap düşsende, her doğru yolun sonunda bulursun halas evlat…

Arkadaşdan çek sırtını, gölnüne vermiyorsa neşe…
Hem bülbül güle götürür, karga ise leşe…
Ardın sıra yürüyeninden kork, kaçar bela takar peşe…
Ya kaybolur, yada körük vurur düşersen ateşe evlat…

Düşersin, olsada yüzü güleç ,her insanın ipiyle inme kuyuya …
Beşersin dostu iyi seç ,alndanma her ağzı laf doluya…
Şaşarsın, bilmem de geç, cevap verme her soruya…
HAK olan gelir ergeç, eğriyi karıştırma doğruya evlat…

Kibirden kaçasın, bilki arkasında beklik saklı…
Cürmü yüzünden akar, sanırki hep kendisi haklı…
Bitmez sanma, bu hayat yolu son duraklı…
Burdaki kolay, sondakı hesap çok farklı evlat..

Önünü görmek için önce geriye dön bir bakın...
Boş yükü at sonra ileriyi gör sakın…
Libastan önce haya giyin edebi hep takın…
Tut emelini kısa ki ,ecel bekler, kapıyı çalması yakın evlat…

Gölnüne mukayyet ol, içine her düşeni bilmez…
Bilesin bülbül konmayan gül bağından hayır gelmez…
Leyli’yi goncada ara, her göze açılan gül ötmeye deymez…
Meyletme her güzele olsa şirin,
heves dağ delmez evlat…

Korkma doğru dağ olsa aşarsın…
Bulaşma, eğri ayak altı olsa şaşarsın…
Gölnünü geniş tut, bir damlayla taşarsın…
Nasibinde yoksa rızkın , peşinden boşa koşarsın evlat…

Güvenme güç kuvvetine bükemediğin bileğe abanırsın…
Hor görme zayıfı, gün gelir sırtını dayarsın…
Yanıldığın bildiğine galebeyi çalınca anlarsın…
Boş değil ecdat sözü, karıncadan bile nasihat alasın evlat...

Az ye az iç, kursağın her yükü çekmez…
Kanaat et kuru aşa ki, bulunmaz herzaman bal pekmez…
Gölnü aç , gözü tok tut, aç göze dünyayı versen yetmez…
Namert sofrasına oturma sayılır lokman
boğazdan geçmez evlat…

Helalini yar bilesin , namehremi ana bacı…
Çok düşüp kalkarsın, isyanla saymayasın bu kaçıncı…
Hayat sofrası bu, bazen tatlı yersin bazen acı …
Belki göze görünmez, başın üstünde bulunsun hep sabır tacı...

Kulak kesil DİNLE ne diyor bunca hoca vaizi…
Ağzın kuranlı olsun, alnında bulunsun secde izi…
Tekbirle eğ başı, HAK huzurunda kır dizi…
Ümmete nar'dan halas iste,
duanda garib koma bizi…EVLAT…