Güneşin doğmasına saatler önce kalkardık. Giyinip abdest alır, yakın akraba ve onların çocuklarıyla Sarıyer merkezdeki camiye giderdik. Ekseri cami dolu olup, bir gece önceden belediyenin sabunlu suyla yıkayıp hasır serdiği eski balıkçıların olduğu yere önce oturur vaaz dinler, sonra bayram namazını kılardık. Namaz bittiğinde güneş denizin karşı tarafındaki Yüşa tepesinden henüz doğmuş olurdu. Fırından sıcak ekmek, şekerciden bayram şekeri alıp evin yolunu tutardık. Biz gelene kadar yanan lamba eve girince adet üzere söndürülürdü..
Bir gece önceden başucumuza hazırladığımız yeni elbise ve ayakkabılarımızı giyip kendimizi bir an önce sokağa atmak için içimiz içimize sığmazdı, kahvaltı mı bizi, biz mi kahvaltıyı yerdik Allah biliyor.
Giyinip sokağa çıktığımızda dünyanın en mutlu insanı olurduk. Ben o günlerde yolda yürürken ayağımdaki kunduranın çıkardığı gıcırtının zevkini ilerleyen yıllarda giydiğim en pahallı ayakkabılarda bulamadım.
sol tarafından kalkmış bir taze
sabah bulunsun yanında
Kent! gümüş kanatlı melek
yalancı düşler uyuyor olsun
nasıl da kuşatırdı sevinç ve mutluluk
büyük küçük hepimizi
sarar sarmalardı bayram bebekler gibi
içimizi dışımızı..
baki selam ve muhabbetler..
Geçmişin erdemini ve riyakarsızlığını gözler önüne seren nadide bir eser olmuş. Yazınızı okuyucuya ister istemez '' Nerede o eski bayramlar!'' dedirtiyor.
Sevgili Kardeşim Sayın: Birol Hepgüler
Gemiş bayramlardan bir kesit sunan muhteşem bir eser olmuş. Üçüncü tam puanı Tekirdağ^dan gönderiyorum.
Beğenerek ve saygı duyarak eserinizi okudum. Her şeyin sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olması dileklerim ile Tebrik ediyor başarınızın daim olması dileklerimi kardeşimin sayfasına bırakıyorum.
Kaleminiz her daim kudretli, İlhamınız eksilmesin diyerek; Sevgi ve Saygılarımı sunuyorum.
Dr. İrfan Yılmaz. - TEKİRDAĞ.
Güzel bir paylaşım. Teşekkürler Efendim. Ali KILIÇ
ESKİ BAYRAMLARA DAİR ÇOK GÜZEL KEYİF VEREN BİR YAZI/YDI....
YÜREĞİNİZE SAĞLIK SN HEPGÜLER
KALEMİNİZ DAİM OLSUN.
SELAMLAR
Değerli şairim bendende selam olsun o Şehri İSTANBUL'a.
Yüreğine sağlık.Kalbi selam ve sevgilerimle....
Eski Bayramlar
Güneşin doğmasına saatler önce kalkardık. Giyinip abdest alır, yakın akraba ve onların çocuklarıyla Sarıyer merkezdeki camiye giderdik. Ekseri cami dolu olup, bir gece önceden belediyenin sabunlu suyla yıkayıp hasır serdiği eski balıkçıların olduğu yere önce oturur vaaz dinler, sonra bayram namazını kılardık. Namaz bittiğinde güneş denizin karşı tarafındaki Yüşa tepesinden henüz doğmuş olurdu. Fırından sıcak ekmek, şekerciden bayram şekeri alıp evin yolunu tutardık. Biz gelene kadar yanan lamba eve girince adet üzere söndürülürdü..
Bir gece önceden başucumuza hazırladığımız yeni elbise ve ayakkabılarımızı giyip kendimizi bir an önce sokağa atmak için içimiz içimize sığmazdı, kahvaltı mı bizi, biz mi kahvaltıyı yerdik Allah biliyor.
Giyinip sokağa çıktığımızda dünyanın en mutlu insanı olurduk. Ben o günlerde yolda yürürken ayağımdaki kunduranın çıkardığı gıcırtının zevkini ilerleyen yıllarda giydiğim en pahallı ayakkabılarda bulamadım.
Yakın komşu ve istisnasız bütün akrabalarımızı tek tek dolaşıp ellerini öperdik. Dönüşte yiyemediğimiz şekerlerle hediye edilen mendil ve çorapları eve bırakır,aldığımız bayram bahşişleri ile neler yapacağımızı hayâl ederek bayram yerinin yolunu tutardık..
Neler yoktu bayram yerinde. En başta cıvıl cıvıl çocuk sesleri, salıncaklar, dönme dolaplar, bisikletler, faytonlar, kağıt helva, pamuk helva, şekerciler, turşucular, macuncular sırayla. Sigaralara halka attıranlar, renkli kağıtlara zar attıranlar, çeşit çeşit oyunlar. Havanın nasıl kararıp akşam olduğunun farkına varmadan peş peşe bitiverirdi o en tattlı bayram günleri..
Her gelen yeni bayramla bir şeyler eksildi bugüne kadar. Bir film şeridi gibi geçiyor şimdi gözlerimin önünden o, bir daha asla geri gelmeyecek eski bayram günleri..
Bugün artık bayramlar, imkanı olamayıp güneye veya yazlıklara gidemeyenler için sıkıntılı tatil günleri.
Ne gelen var eskisi gibi, ne giden. Adet yerini bulsun diye gelenlerinde ne gözlerinde pırıltı, ne içlerinde heyecan, ne de bayramın çoşkusu ne yazık ki görülmüyor.
Böyle devam ederse, ki edecek. Her güzel gelenek gibi bayramlarda her geçen sene yavaş yavaş çoşkusunu, heyecanını kaybedecek. Yeni gelen nesiller eski bayram günlerini hiç bilmeyecek. Zaten daha şimdiden ne el öpmenin tadı kaldı, ne de öptürmenin.
Bayramları yaşayabilmek için çıldırmak lazım, malûm. Deliye her gün bayrammış...
(24 Mart 1993)
Birol Hepgüler
**********
Teşekkürler ..
Bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım .
Bununla bereber ne yazık ki hepimiz aynı düşüncelerdeyiz yani Bayramlarımız nerde o eski bayramlar ....
Dün ziyeret esnasındada koro halinde sanki hep bu sözler o zaman sanırım aynı imiş adet üzere sabah bayram namazı ile başlayan ilk gün ve coşku sonra eve gelirken yapılan mutlaka olmazssa olmaz ekmek şeker vs.. sonra sıcak karşılama kapı ağzında bayramlaşmalar o sımsıcak gülüşle bayrama merhabalar vs ..sonrada ziyaretler eme yüzler mahkeme duvarı gibi değilde yüreklice gidişler istekle metazori değil yani .. hatta artık bunu bile yapmıyorlar ya tel yeter bizde de var ne yazık ki zaman yordu giderken bir çok şeyi de sildi süpürdü evet gidiyoruz bizlerde ama biraz zorlama gibi geliyor dü hep yüzlere bakdım nasıl anlatsam ..hadi ben neyse ama onlardan biraz coşku görsem kendimde olan yüreğimdekilerde canlanıcak ama ölü gibiyiz vesselam bende dahil ..ama isteyrek değil ruhsuz olduk .. el öpmeler yemek vs derken öylesine işte belki aradığım o eskilerdi belki tedavülden kalktı gittik işte oldu bitti meşallah . gibi bir olay çok kalabalıkdı anamın evi birçok dostu ahbabı görme olasılığım oldu ama kaçacak gibilerdi bir iki bardak çay günlük komşu ziyareti gibi hani vardır ya kapı önünde iki kelam senin oğlan ne yaptı amca nasıl şu bu bir akşam ne yemek yaptın yok :)
neyse bunada şükür ya olmasaydı .. içimiz çürüyor hayat bir başkalaşıyor bizler yabancılaşıyoruz güvensizlik samimiyetsizlik diz boyu . aman aman ikna olmadım herkes dertli zaten şen neşeli bir bayram denemez ..arada gülümsettik ama . ne biliyim ille eski bayram yüzleri gülen iinsanlar bakdıkça içimizi ısıstan yüzler yürekler belki bunlar yok diye belki maskeli yüzler çok diye tad alamıyorum uzun süredir ..
tabi yaşam geçim zorlukları vs desemde eskiden de öyle idik .hatta daha kötü benim bir Rahmetli babam çalışırdı ama hepimzze mutlak bayramlık birşey alırdı tek parçada olsa yada ayakabı işportadanda olsa ve sabah mutlak başucumuzda görürdük başka bir bayram sevinci yüklerdi hiç boş görmedim ki babamın işi zordu özellikle kışın . ama bayramdı ne yapar eder alırdı işte..
ve.. giyinirdik cicileri çıkardık komşu eş dost akraba yemek masaları kalabalık olurdu belki aman aman birşey olmasada sofralarda seler şen gülüşler sıcakdı yani bayram olduğu her haliinden belli olurdu...
o zamanda eskilere dönerlerdi derdik başladılar yine gülümseyerek ama dinlerdik ders alırdık özenirdik şimdikler geç onu bayram tatail işte diyorlar hatta kaçıyorla yoklar istanbul boşaldı çocuklara bayram eh bizde onları sevindiyoruz işte.. olsun bakalım..eski topraklar göçtükçe .azaldıkça bayram coşkusu sevinçleri telaşları da gidiyor gibi geliyor bana hala onların etkisi dürtüklemesi ile bayram hareketli .gibi geliyor bana ..
Tebrikler kutluyorum eskilere gittim ..
Bizlerde anılarımızla yaşatacağız en çok medilleri özledim . neyse
Kardelen Çiçeklerine sunuma alıyorum sabahdan beri ne yazssam ne paylaşma dedim ..sanırım bu bayram günü böyle bir paylaşım yakışır ..hatta eklerim herkes birşeyler yazssın bende dahil .:)
Selam ve sevgiler duyarlı yüreğinize..
Nice nice nitelikli zaman geçirebileceğimiz bayramlara dileğimle .. az ama öz olsa keşke .
Tam puan +ant
Cocukluguma götüren güzel bir calismaydi tebrikelr gönül dolusus SeLEMLAR...´Bazraminizi kutluyorum ..
kaleminize sağlık...bayramınızı tebrik ederim..sevgiler birol bey...
Güzel paylaşımızın için teşekkür ederim. Her ne kadar bayramlarımızın eski tadı olmasa da ben de sizin bayramınızı en içten dileklerimle kutlar, sağlık, mutluluk huzur dolu bir bayram geçirmenizi dilerim. Selamlar, saygılar.
Bu şiir ile ilgili 19 tane yorum bulunmakta