Sakar sis ve gölge kendini asar hırıltılı karanlıkta...
Bekleyişin sualsiz rotasıdır benim kıyım, aşkı tanımıyorsan
belki bir sığınak belki bir vaha, el falına baktıran bir sevgilinin
acılar kanatır denizini, bir yanım yarımada masal prensi
bir yanım atları koşulmamış devşirme sırça gemi.
Sıra yaşanacak günlere gelecek, peçelerini henüz indiren
asalet ünvanlarımı, tacımı geri vermeye kalkıştım açgözlü hiçliğe.
Dilâra!
Nehrimin rengini ara.
Zifiri ağrısı göz kırpar
dağbaşı çağrısı yıldızların.
Bir ömür, yanar düşler
gece ayaklanır gece düşer.
Kelimeler yorgun deme yâr
sevdamı anlatacak dil ara,
Dilâra.
Dilâra!
Sızımın çakıltaşlarını ara.
Demli kederi aysız akar
hüznün kimliği özlemlerin.
Bir ayrılık, azar imgeler
aşk yakarır aşk titrer.
Beni bir başıma bırakma yâr
tenimi yakacak ten ara,
Dilâra.
Dilâra!
Bir sağnağa tutulmuş gibi koynuna gireceğim
hayat ağırlayan bedenin benim olsa
ürperme mi dar gelen, gövdemize sürgün ruhlarımız.
'ben sev' desem, inan yeni coğrafya doğacak
yazgısıyla yüzleşmeyen gökyüzünün mavisi önüme kapanacak
yazgısıyla yüzleşmeyen gökyüzünün mavisi önüme kapanacak
büyülü öfkesi dinmeyen bulutlar içimden geçecek
kum tepelerini aşmayan nehir salkımsaçak inleyecek
mucize bir perinin elinde (kan) dil aleviyle büyüyecek.
Kül çağında yüreğime mil çekme yâr
günahlarımı bağışlayacak tanrı ara,
Dilâra.
Kayıt Tarihi : 22.4.2003 23:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!