Yaşamak seni ne acı
Bir şarkı sözünde
Bir film karesinde
Özlemek seni
ruhumda dallı budaklı
Bin yıllık çınar ağacı
Meğer Aşk,
Hoşça kal
İle
Hoş geldin
Cümleleri arasında geçen
Bir zaman diliminde
Öyle işte yanmayan bilmez, sevmek zor
Ateşe odun atar gibi yüreğini atıver gitsin
Tutulmuş bir akıl, kan çanağı gözler ki kor
Yastık, döşek aranmaz taş üstüne yatıver gitsin
Zaman, mekan, günlerden ne, saat kaç, fark etmez
Sevmemeliydim seni
Evimin yolunu şaşıracak
Adını, adımla karıştıracak kadar
Her gün gittiğim işin adresini
Bir başkasından soracak kadar
Yanlış otobüslere binip
Sonra dedim ki kendi kendime
Boşver...
Herkes bir şeyler aldı senden
Kimi umudunu çaldı
Kimi kabus olup rüyalarına
bodoslama daldı
SİTEM-İ AVAZ
Senin hiç,
kulağın kapı tıkırtısında geçen
bir hayatın oldu mu?
Şimdi çıkar gelir umuduyla...
Soğuyan Yürek
Ne kar ne ayaz ne fırtına
Hiçbiri denk değildir
bir yüreğin soğukluğuna
Bir çay ocağı var,
epey uzakta olan.
Her sabah geçiyorum,
bilmem kaç sokaktan.
Bir iskemleyi çeker,
oturur, sigaramı yakarım.
Benim rengim siyah
Senin sarı
Sen Avrupalı ben Afrikalı
Sen ana babadan Müslüman
Ben Hristiyan
Dinlerimiz, dillerimiz de farklı
Öyle bir tipi ki
Göze kulağa yağıyordu.
Bir adım ötesini göremiyordu izanımız.
Ağır ve tatlı bir uyku getirdi sanrımız.
Bir uyuduk bir daha uyanamadık.
Oysa çoktan terk etmişti bizi Tanrımız.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!