Belki,
seninle
çocukken aynı parkta hiç oynamadık.
Belki,
hiç geçmedin bizim sokaktan.
Aynı okula da gitmedik.
Sen ne güzelsin ey ölüm!
Sende rahmet var eşitlik var
Doğan her canlıya olmuşsun yar
Sen de olmasan
Bunca şerefsiz ile
Nasıl yaşardık sonsuza kadar
KAYIP Aranıyor
"Ölümden daha acı bir şey
var mı?" dedi.
Var, dedim.
İki düşünce arasında kalmak.
Her şey yavaş yavaş oldu
Gök kubbeden sihir yağıyordu
Körler dünyasında en iyi ressam oydu
Herkesin bildiği hiç kimsenin bilmediği
Ne karınca ne de kurbağa fark etti oyunu
Bazen uyanmak için ölmek gerekiyordu
Belki de canını yaktığım tek şey papatyalardı.
Seviyor, sevmiyor falı için tek tek koparırdım yapraklarını.
Son yaprak seviyor çıkınca büyüsü bozulmasın diye
yeni bir papatya koparmazdım
Sevmiyor çıkınca bir yenisinin daha canını alarak yapraklarını koparıp son yaprağı seviyor kelimesine kadar devam ederdim.
Ben birinin sevgisini papatya falında ararken kim bilir bir papatyayı hayattan ve sevdiğinde koparmışımdır.
Yağmalanmış duyguların
Güneş görmemiş kederlerin
Hasretin ateşinde
çifte kavrulmuş bu yüreği
Unutmuşuz,
Bezm-i Elest'teki akdi.
Boşuna harcamışız
ömür denilen nakdi.
Güle güle ruhum,
bende uyuma
Bir başka bugün gökyüzü
Gökyüzünde bir başka mavilik var
Havada uçuşup duran
nurdan kanatlı gibi kuşlar
Sanki sema indiriyor mutlulukları ipil ipil
Çimenler hiç görmediğim bir şekilde yeşil
Seninle aynı mahallede doğmadım
Aynı parkta hiç oynamadım
Aynı okul sıralarında alfabeyi de okumadım
Sahi, ben seninle aynı şehirden bile değilim
Nasıl oluyor da
Bütün kelebekler ,
göç ediyorsa,
uzak diyarlara,
kuşlar gibi.
Ve kuşlar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!