Unutma ey Roma, yıkar Türk geldi mi surunu,
Felahı arayan mazlumun duaları yakar ordunu.
Yalanla kurduğun medeniyetin burcunu,
Yemin ettim; sökeceğim o yalancı hurunu.
Sen altınla yazdın ahlaksızlıkta ilhamı,
Biz gökte okuduk her yıldızda kelamı.
Sen zihinleri zincirledin, bozdun attın selamı,
Biz gönül fethettik de alçaltmadan kelamı.
Saraylar içinden küçümseyerek bakma bana,
Benim soyum çadırlardan nur indirdi toprağa.
Senin düşlerin biterken bir kadeh şaraba,
Biz yemin ederiz her doğan gün Allah’a.
Biz ki çöle yağmuruz, kurumuş çağdan akarız,
Zincirle mühürlenmiş vakitleri aşarız.
Küfürle büyüyenlerin tahtlarını yıkarız,
Gölgenin arkasında gerçekleri saklarız.
Töre biziz, yoldan çıkanın kaderine kazığız,
Oğuz biziz, kıtaları sözle birleştiren yazgıyız.
Börü biziz, kanla değil akılla açılır sırrımız,
Ergenekon’dan doğduk; kızıl elma durağımız.
Kayıt Tarihi : 12.7.2025 17:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!