İnsanoğlu doğar,büyür yıllar yılı,
Kalp ezelden yaralı,insan biçare.
Bir dost çaldı kapımı ben ben olalı,
Dostlar muhabbet ister,şiir bahane.
El dilinden gelir sanırdım,zehiri,
Bu topraklar, fakir Anadolunun mağrur yüzü,
Medeniyet denilen kahpenin kalbi bu şehir.
Can verir baharı, inadına öldürür güzü,
Geceleyin nur saçar, gündüz katran gibi zehir.
Nam salmış cihana bu şehrin taş kalpli kızları,
Kapında kölelikle geçirsem her günümü,
Ödemiş olmam hakkının zerresini bile.
Ben sütünün damlasına harcarken ömrümü,
Ticaret ehli sığdırmış hakkını bir güne.
Can bulsa kutlu tenin, kalksan mezarından,
Güleda, güneşi gecelerimin,
Yüreğim, senden aldı bu yanığı.
Yalvarırım açık kalsın gözlerin,
Aldırma, kıskansın kandil ışığı.
Ağır ağır eritse bile gece,
Mezarlardan esen bir ölümdü yokluğum,
O ölümü tatmamak herşeye değerdi.
Senin için sırça köşktü açtığım koynum,
Şimdi yüreğimdeki yerin dar mı geldi?
Öptüğümde yüzünde menekşeler açar,
Baştan aşağı diken olsa dalın, batmaz bana,
Gülüne hasret ettiğin gönlü, dikene etme.
Arkanı döndüğün vakit, yürek bulanır kana,
Gülümü de dikenimi de benden alıp gitme.
Gam etmem, bırak ufkum kara bulutlarla dolsun,
Her yılın ilk baharında,
Gönlümde açan papatyasın sen.
Sonbaharın kızıl şafaklarında,
Avucuma düşen ilk damlasın sen.
Semayı süsleyen gök kuşağında,
Ben bir sevda suçlusuyum,
Ver hükmünü öldür beni.
Aşkın ile tutukluyum,
Ver hükmünü öldür beni.
Bahtım hep acı üstüne,
Ben; bir güvercinde yürek,
Bir kanlı tüyüm kanadında.
Sen; açmam diyen nazlı çiçek,
Ömrümün çiçeğe hasret baharında.
Kapat kendini pencersiz bir odaya,
Bırak, yeryüzü güneşle aydınlansın.
Ezelden beri dönen şu dünya,
Seni farkedip bir an durmasın.
Çevirip başını savurma saçlarını,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!