EDEPTEN DEM VURUR
Gidip Yunan'ın altına,
yatan edepten dem vurur.
Boğazına dek pisliğe,
Batan edepten dem vurur.
EĞİLMEDİK BİZ
Biz zalime karşı yiğitçe, mertçe
Elif gibi durduk, eğilmedik biz
Yumruğu kaldırdık, ve sonra sertçe
Masaya da vurduk, eğilmedik biz
ELAZIĞ'A
Bir ateş düştü dostlar sineme,
Bugün kara kışlar ağlar benimle.
Elazığ'ım boyun büktü depreme
Gözlerimde yaşlar ağlar benimle.
ERBİL
Erbile hey Erbile
Er olan derdim bile
Gül dökülmüş yollara
Gelin varak Erbil'e.
ESNAFIN SESİ
Esnaf mandalina, armut, şeftali,
Üşenme azîzim soy biraz daha.
Sorma taşımaya var mı mecâli,
Vergilere vergi koy biraz daha. Erdal
GEL
Ey Türk oğlu, Hak ordusu;
Kalk ayağa boran ol gel.
İşte budur en doğrusu,
Bekleyene varan ol gel.
Nasıl anlatayım imkansız tarif
Elleri koynunda kalmış fukara.
Durumu yok lâkin, herif-mi herif
Belliki bir köyden gelmiş fukara.
Gayesiz, hiçler
Edep nedir,haya nedir bilmemiş,
Gaflet uykusunda yatar da yatar.
Sanırsın her şeyi babası vermiş,
Utanmaz, arlanmaz satar da satar.
Müjde size ak denizden
Gazımız geldi gazımız.
Geldi nasip bak denizden
Gazımız geldi gazımız Erdal....
Kara kış kapıyı çaldı;
Geceleri kilitledim,
Gel aç açabiliyorsan.
Düğüm attım, ilikledim,
Çöz kaç kaçabiliyorsan.
Bir çıra yak karanlığa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!