kaldırım taşlarına inat
sonbahar çizmelerini giyinmişti
sokak bankları
zamanı özümseyerek
ellerine yumulunca ellerim
kestane kokulu
rüzgarın sıcağı okşadığı zaman
tenimin ürpertilerinde hafif sıcaklık
bir kuşun gökyüzüne azimle uçuşu
işte o an benliğimde
özgürlük duygusu
bugün kendime uydum
kendimle uyudum
kendimle uyandım
geyik sohbetleri kendime yaptım
kendimle gülüştüm
günün gelişen olaylarını kendime anlattım
içimde bir burukluk
daldım da
bu kentin kalabalığına
uzattım ellerimi bir soğuk
avuçlarıma esen ılık bir buğuluk
geceyi saran bir soğukluk
hangi sahili terk etmedim ki,
dargınlığımdan
hangi limanı dağıtmadım ki,
kızgınlığımdan
hangi gemiyi yakmadım ki,
yüreğimdeki yangında
o kimi zaman üzgün bakışlı
kimi zaman kahkahalarla doluydu
dalardı bazen bilinmeyen karanlığa
sonbaharda sararıp düşen yapraktan başka
hiçbir şey onu etkilemezdi
o sararan yaprağı hisseder
bir ben var benden içeri
alır götürür
benden yoksun beni
benim hissettiğim acı
senin senden habersiz
benin bana verdiği
küçük küçük
karınca umudu ve mutluluğu vardı
ellerinde
onun için yeterliydiler
küçüktüler
ama büyük sevinçleriydiler
titredim
ezgi oldum bağlamada
sevdalarım sıcak nefeslerdi
geceye sessizce aktı
ve gözlerimde eriyen kar taneleri
yumularak öksürüyordu
griyosunlu duvar dibinde
dokunsam ağlayacaktı
dokunmadım
kesilesi tutuksuz dilim
nasılda söyledin apansızca
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!