yokluğun
buzdan kesiyor tenimi
sensizliğim oluyor
ellerime
damla damla akıtıyor geceyi
uykusuzluğum oluyor
yüreğinde esen zamansız fırtına
kor yangınlardan da fazla yanarsa
SANA
karanlığn dalından
yağmur koparırcasına
sarhoşluk uzatırım avuçlarımda
senin yokluğunda çok sevdim ben seni
en güzel iklimlere sardım
sevecen umudumla sarıldım
senin yokluğunda kendimle özledim
düşlerimdeydin
ki ben sana
ESKİden
ESKİ bir kulübede
bir adam yaşarmış
ESKİ sandığından bir gün
ESKİ anılarını
çıkarmış bir bir
-birinci sahne-
(perde)
ağaçlar koşuşuyor durmuyor
ellerim dudaklarına
duruyor
elimde topaç oynarken
sokak aralarında
ben ne zaman büyüdüm
söylesene anne
sarılıp kollarına ısınırken
soğuk gecelerde
sen yoktun
sensizliğe sensiz yattı
dalgaların kırpaçlarıyla kıyıya vurdu bedenim
sen yoktun
yürekte gece yandı
şu karşiki dere boyu uzanan ağaçların dallarında
bir kadın vardı
bir kibrit çaktı
bir ormana attı
bir orman yandı
ormanın içinde bir adam vardı
ormanlar yandı
yıldızlar buluşup destelenir
o minik ellerine
ay ışığının yel değirmenleri döner
gül kokar yanaklarında
ve denizden ürken yeşil yosunlar sığınır
bir mülteci gibi gözlerine
ben seni yeşil dünyamla
zamansızca
mekansızca
hatta amansızca
seyreylerim
seyreylerim de
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!