Öylesi bir ateş var ki içimde,
Dokun bak bana;
Hissedeceksin...
Etobur bir canavar gibi,
Yemeye kalksan beni,
Yaktın ciğerimden, vurdun yüreğimden,
İmkansızı istiyorum, ama bir kerecikte olsa,
Gözlerinden içmek istiyorum, ay ışığını ve aşk şarabını,
Olur dersen, bir öpücük ver yeter.
İçim sızlıyor, yalnızlıktan yana,
Karanlık, her yer zifiri karanlık.
Bir haber var telefonumda;
Oda acil yardım...
Evet acilen bir yardıma ihtiyacım var,
Gün ışığında bile, koynundayım o bilinmezin,
Bekledim seni bugün sahilde, gelmedin,
Elbetteki büyük olacak sana sinirim,
Zira o yağmurda, buruş buruş oldu tenim.
Nihayet gece oldu, ama hala hastayım ve
O ağaç ettiğin anlardayım.
Sana olan kızgınlığım gelmemen değil,
Hilalim benim, ince ışıklım benim,
Seni ilk gördüğüm anda değil,
Her aklıma geldiğinde, biten kameri ay gibiyim,
Işığından bir parça vermeni istirham ederim;
Zira yokluğunda mehtapsız gecelerdeyim.
Orta-3’ten mezun olacağım günlerde Show TV’de bir şarkı yarışması vardı. O yarışmayı, elinde kemanı ile Suat Suna kazanmış ve şöhret dünyasına katılmıştı. O yarışmada bir şarkı vardı, bir grup söylüyordu adını şimdi hatırlamadığım. Şarkının nakaratı hoşuma giderdi:
“Lisedeyiz lisede, Robertlisi,
Lisedeyiz lisede, devletlisi,
Lisedeyiz lisede, Kulelisi,
Lisedeyiz lisede”
11. sınıfta başlamıştı artık. Bu sene ÖSS ve ÖYS maratonunda artık son düzlüğe girmiştik. Sınav heyecanı basmıştı hepimizi. Zira sınıfça bu sene kendimizi sınamak maksadıyla sınava girecektik. Kredili sistemde okuduğumuz için artık ders seçiyorduk, ona göre devamsızlık yapıyorduk. Geçen sene bizle derse giren üst sınıflardan sınava girecek olanların bırakılmadığını öğrenmiştik zorunlu sayılan derslerden. Bu sebele oldukça uçarı olmuştuk iyice.
Sınıftan yasin diye bir arkadaşımın birlikte olduğu kız arkadaşının sınıfından bir kız vardı, beyza isimli.
Siyah, uzun saçlı idi. Arkadaşlarının etek boyları diz üstü olsada, onun üniforması kurallara uygun; diz altında idi. Bendende biraz uzundu.
Gün oluyor kah kah gülüyorduk, gün oluyor göz göze kesişiyorduk. Ya da ben öyle sanıyordum, bilemiyorum.
TÜM GELİNLERE
Döndün mü hiç sen sözünden?
Gördün mü hiç sözünden dönen?
Adem’den olma, Havva’dan doğmayız;
Dönmüşsündür birgün, biryerde sözünden, kardeşim.
Aşığım sana diyemiyorum,
Muhabbetini kaybetmek istemiyorum.
Tam sana aşkımı sunacak iken,
Gözlerini görüyorum, susuyorum…
Onları kaybetmek istemiyorum.
Bu suskunluğun acısı ile
URPERTI
Bir sabun köpüğü gibi midir acep sevmek?
Yere değdiği an kaybolduğu gibi köpüğün,
Bir ihmale kurban gidebilir mi bir sevgi?
Unutulmaktanda kötüdür ihmal, ama




-
Emine Keski
-
Hüseyin Kırmaz
Tüm YorumlarBen Emine Keski, Erbil seni hatırlıyorum ve görüşmek itiyorum. Beni facebook'dan bulabilirsin.
Çok güzel bi şiir.Yüreğinize sağlık.başarılar