Gardaş oralarda bayram nasıldı?
Şu üç günlük bayram bana asırdı.
İstanbul'1993
Fikir tezgahının kırıldı çarkı
Bir acayip zaman olmuş bu zaman.
Kalmadı gecenin gündüzden farkı
Bir acayip zaman olmuş bu zaman.
Ayaklar baş oldu başlar firarda,
Baharın yeşil libas giyiyor kuru toprak
Ben dökülen saçıma elimi atamadım.
Toprak ki; ben çiğnerken, o tebessüm ediyor
Bense; anama bile gülü uzatamadım...
........................................................
Bir film girdi vizyona bu hafta acıklı, üşümekli.
Bir demet gül, bir seccade...
Ve bir avuç gözyaşı perdeye yansıyan...
Sonsuzluğun sahibinin aşkıyla
Konup göçerken yaralı bir kuş gibi,
Buluşmak ufuk çizgisinde en sevgiliyle...
Görmeden, gördüklerinden çok bağlanmak.
Kainat kitabının esrarlı dizgisinin temaşasında...
Onun (S.A.V) aşkıyla dağlanmak.
İz'in sürmek, sünnet-i seniyye ikliminde...
Gün geçer üzerimden, 'gün bildiğim' gün geçer.
Ve her günün sonunda bir kapı aralanır.
Maişet anlamını yitirir akşamüstü
Yakında, bir yerlerde defterim karalanır.
Gün geçer üzerimden, 'gün bildiğim' gün geçer.
Seni yolda koyan dostun
Selamını alma hocam.
Böyle sönmüş bir yüreğin
Hayaline dalma hocam.
Gözün gördü gönül verdin
Ağla ağlayabilirsen inadına...
Dik duruşluğun,gündelik hesapların.
Utanma gözüm....
Kanatmaz avuçlarımdaki cam kırıkları.
Penceresiz,perdesiz,çorapsız yüreklerimdir...
Kadıköy'den Fatih'e mehterin ezgisi yad,
O muhteşem günlerin hayalini kurutmam.
Canımı, cananımı unuturum da fakat,
İnleyen Ulubat'lı Hasan'ımı unutmam.
"Öğrencilerime..."
Ayna gibidir onlar…
Ne verirsen, onu getirir kaşığına.
Ne dersen, ne dilersen, ne istersen...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!