Cenk zamanı halimdeyim yine bu akşam kendimle.
Yeni masallar dinledim umuda dair.
Benizleri sarı çocukların,
Amele pazarına yolcu ettiği bitkin babalar gibi
Emeğimi yele döktüm...
Kapak oldum suya basılan mecmuaların akşam baskısına.
Karlı dağın karıyım
Gülün ahuzarıyım da gül bana
Şu bozkırın bağıyım
Gam yükünün dağıyım da gül bana
Şu ılık bestelerin meltemli ikliminde
Gizemli her bakıştan hissiyata ar konar.
Maddenin sıcağında uyurken birileri
Göçü düşleyenlerin saçlarına kar konar.
Tercüman gerektir gönül diline
Nakkaş san ‘at işler, nakış habersiz.
Maşuklar hayrandır bahar iline
Göz ah çeker ağlar, bakış habersiz.
Hikmet izin sürmüş Rahmet ilminin
Ne kadar destansı bir öğüttür anlayana.
Şeyhim Edebali’ nin mübarek ağzından dökülüp ruhlara sızan…
Anlayanın bir yanardağ ateşi gibi yakar içini,
Duymak istemeyene ne keder!
Ne keder tütmeyen bir ocak halden bilmeze
Akan eski dam gibi gözyaşı bir ananın…
Ne kalmalı dünyada? Öyle bir şeyki ne hoş,
Bir itibar gerekli,geri kalanı bomboş.
Sivas'1990
Sensiz işlemez çarkım, bedenim aciz kalır
Senle pür nur yüzleri, şen mihraplar kıskanır.
Sensiz çıkarsam yola, alamazsam damardan
Sendeler, yürüyemem, kurtulamam şamardan.
Kusursuz dost arama kahpenin kahpesi var.
Sen daha ne gördün ki daha daha nesi var.
Şimdi şeytan denenin kırsanda bacağını,
Kurtulamazsın ondan kopacak kellesi var.
Bu sabah,
Keşkesiz bir yarına niyetle çektim besmelemi.
Bastım düğmesine dinsin diye yürek sancımın.
Bir başka açıdan baktım aynaya.
Namaza niyetle doğmuşken güneş,
Dağların sıkletini yüklemişim omzuma.
Katar katar gam yükü sırtımda taşıdığım.
Her günün ardından heybeme konan...
Kurtaracaklarını bilsem beni dardan,
Taşırım, yalnızlığımı katarak atımın terkisine.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!