Mutluluğu aradım aydınlıklarda
Bulamadığımdandır ki
Biçareyim, halim perişan.
Yarasa olmak varmış
Zifiri karanlıklarda dahi
Ne demiş şair
Yaş otuz beş yolun yarısı eder.
Kolayını buldum sanırım
Saatten söküp yelkovanı
Hem geceleri de ömürden saymıyorum.
Hakikati görürüm diye
Seni seviyorum dedim,
Pek itibar etmedin.
O halde kırk bir adet
Bohçaya sar
Derin eş ve toprağa göm
Aradan asırlar geçer
Bahçıvanım,
Benden iyi bilen olur mu,
Taze eşilmiş toprağın
Mis kokusunu.
Oysa bu kez geniz yakar.
Hep öyle yapardım ya ranzama uzanarak...
Terliğimi alıp vurmak isterken duvarda yürüyen canlıya
Vaz geçtim aniden, yaşamına özenerek.
Bari sen kal yarına derken
Akşam yemeğim geldi.
Bu kez sade çorba değil
Elli yıl öncesi idi
Senden ayrıldığımda
Mevsim ilkbahar idi
Ve ben on dokuzunda...
Geri döndüm sendeyim
Elli yıl öncesi idi
Senden ayrıldığımda
Mevsim ilkbahar idi
Ve ben on dokuzunda....
Geri döndüm sendeyim
Kanatlanıp da ruhum
Semadan arşa nazar attığında
Güzel bir ikindi vaktiydi.
Selâ sesleri gök kubbeden
Yankılandığında
Buz beyazı o taşın üzerindeki beden
Omuz omuza Beyoğlu
Pek kalabalık
Yanımda yok ki
O biri
Ve ben yapa yalnız
Nice ki karada
Mahşeri kalabalık
Anlam veremezsin
Ya nedendir içini kemiren
Bu yalnızlık...
Uğultu arasında
Tanıdığın bir ses beklersin




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!