“Ben siftah yaptım yan komşum yapmadı ekmeği de
oradan al” diyordu Osmanlı.
Atalarımızdan tarihe geçmiş bir söz ve yaşantıydı.
Şimdi bırakalım paylaşmayı,
Batsın diye bekleyen torunlar peyda oldu
Ah yalan dünya ah ahhhhhh
Güvendim
Sırtımı döndüm
Yüreğimi verdim
Sırrımı söyledim
Sevdiklerimin sırtımdan vurmasına
Dostlarımın üç kuruşa satmasına
Kardeşim dediklerimin kahpe çıkmasına
Alıştımda senin gitmene alışamadım
Düştüğümde yediğim tekmelere
Dün yine seni gördüm rüyamda
Melek gibi dikiliyordun karşımda
Bütün güzelliğinle gülümsüyordun bana
Gözlerinle hadi gel diyordun adeta
Tam bir yıl oldu ayrılalı her gece görüyorum rüyamda
Seni unutturacak her şeyi attım bir kenara
Bu sefer çok emindim
Sana ait ne varsa hepsini yakacak, yıkacak
Seni kesin unutacak
Adını dahi anmayacaktım
Çokmu dertlisin
Çokmu canın acıyor
Tek başınamı kaldın
Kimseler duymuyormu seni
Herkes sırtınımı döndü
Arayanın soranın yokmu
Çok mu dertlisin
Çok mu canın acıyor
Tek başınamı kaldın koca dünyada
Kimseler duymuyormu sesini
Herkes sırtınımı döndü
Başımıza bir musibet geldiğinde
Bu telaş nedir
Ya bu isyan
Umudunu kesmek
Tükenmişlik
Gözyaşları
Ambulansta müdahale yapılmaya çalışırırken diğer taraftan gidilen hastaneye bilgi aktarılıyordu, hemşire arkadaşlar elinden geleni yapıyorlardı.
Çünkü ortada bir can vardı “genç, yakışıklı” biri dedi müdahale eden görevli kendi kendine.
Aynı ambulansa binmişti arkadaşı dostu can yoldaşı bir yandan ağlıyor, bir yandan konuşuyordu "değer mi oğlum bir kız için değer mi? Neden kıydın kendine, ne vardı bu kadar sevecek alt tarafı bir kızdı" diyordu…
Yine yağmurlu bir Ankara akşamında
Yürüyorum yapayalnız tek başıma
Sessizlik hakim sokaklarda
Sensizlik kokuyor kaldırımlarda
Köpekler var benden başka



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!