Anılarımın tozları siliniyor sen aklıma düşünce.
Bakarken gözlerinden geçenleri hangi şiir anlatabilirdi
böyle hislice.
Güldüğünde kopardım dünyadan, korkmazdım kaygılardan.
Mahşer midillileri sarmışken etrafımızı,
Biliyordum kavuşursak olacakları, ama korkmuyordum.
Yıllardır “bana yakışmaz” demekten “mış” gibi yaşayıp
hep kendimi sakladım.
Belki de artık kendim olmak zamanıdır.
Benim bana yaptığımı kim yapabilir?
Kendini yenen şah olur da, kendine yenilen mat…
Bir ağacı yerinden sökecek kadar esersem öfkemden,
Lanet ederse bana bütün uçamayan kargalar.
Yeğdir inan gökteki karartıdan…
Kapımdan kovamadığım yılanlar üstüme zehir kusarken,
Bendim yanan vücuduma aldırmadan su taşıyan etrafa.
Biçtiler bizi Eylül ayında ekin alır gibi,
Kanımızı içti oluk oluk doymadı bizden olanlar.
Cenk meydanına çıktık safımızı dağıttılar,
Düşmandan beklerken sırtımızdan hançerledi bizden olanlar.
Gönül bağıyla dosta vardık, fitne soktu aramızı açtılar
Didindik, uğraştık, yurt tuttuk,
Düşünüyorum, o halde zordayım.
Bir söz söyleyin, bir şiir okuyun, bir hikâye anlatın.
Yeter ki beni bana bırakmayın…
Çocuktuk ya ondan güzeldi, açıklaması yok başka.
Şarkılar güzeldi, bayramlar güzel, mahalle araları güzeldi, oyunlar başka güzel.
Herkes gerçekten gülümsüyor muydu birbirine,
yoksa çocuktuk diye mi öyleydi?
Ne yani, büyüdüğümde tiksindiğim o insanlar
Sen yapmadın, sanatkâr değilsin!
Yetenekli değil, zeki değil, çalışkan değil,
Üreten değil, hele yaratan hiç değil!
Bahşedildi sana, tüm varlığı bahşeden tarafından…
O ki, sana verdiğiyle seni imtihan eder,
Sen ki gider kalırsın o imtihandan!
Kendiyle konuşmayan delidir,
Başını alıp gövdesinden ayrılmayan ölü…
Yolda kendimle konuşurken gördün de yaftaladın mı beni?
Kördün de görmedin, dünya uluslarına seslendiğim o günü,
Göremedin dalgaların üstünden uçup kavuştuğum dağları.
Sesim kâinata dağılır benim, sen duymadın.
Denizin içine baktım uzunca bir süre,
Sonra o da benim içeme baktı, ürktüm…
O engin denizlerin vakarı, derin sükûtundaki heybet
içinde kaybettim kendimi.
Ele geçirdi benliğimi.
Sessizliğinde ağır, öfkesinde dalgalı ve yıkıcı…
Dalgaların dövdüğü sahillerde oynaşmıştı benimle hayat.
Gülmüştü yüzüme, mutlu edecek gibiydi.
Sevinç, korku, heyecan… hepsi, hepsi vardı içimde,
gençtim…
Derken cilveli bir şekilde kaçtı benden, ardından gitmem onu mutlu eder gibiydi.
İstediğimi alamayacağımdan tam emin olduğumda geldi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!