kurak ve bitap, avucunda bir kağıt
aynalar kadar umursamaz, yakılan ağıt
senin içinde ölüler var, elinde yok kanıt
annesinin elleri, saçlarında bir anıt
yüreğinde çöl var, kum taneleri ürkmüş
sevgi görmeyen bir kalp buldum kapımın önünde
tuttum ellerimle, yakın hissettim kendime
oturduk karşılıklı, demli bir çay içtik
ikimiz bir araya gelsek, onun kalbinde bir hiçtik
güneşin içindeyim, her kulaç sana
ulaşmaz dileklerim, ellerini aç bana
hasretin derin bir kesik, karışır kana
kokun tanıdık burnuma, can katar cana
dokun ve söyle bana, sesin karışsın kulağıma
uçsuz bucaksız bulutların arasında süzülen
aklı karışık, dalgın halde, var karada gemiler
sevdiği ilerideki apartmanda, zilinde yazar sefiller
her gece mırıldanır penceresinin altından maniler
tüten dumanın ardında, ellerini ararken
göz yaşlarınla yıka bedenimi, kalbimi sararken
çek perdelerini, kapat pencereni, üşütme soğuk varken
kendinden biraz ikram et, dışarıda seni özlerken
doğarken gömmüşler, hüzün benim adım
ötmemiş bülbüller, sendin benim yarım
dalgınmış gövdeler, sevgi alınmıyor satın
aklıma kazılı haldesin, sen kazıma sakın
tanrı zarını atmış, sonuç karanlıkmış
aynalara değil benim öfkem, kendime
ahmet haşim hep yakın gelir, benliğime
bu duyguları hissettirmek ne haddinize?
içinizin çirkinlikleri, yansımış yüzünüze
bu insanlar hep mi deliydi, yoksa tutulmuşlar
oturup birbirlerine puan verir olmuşlar
yalnızlığın sillesini hiç mi tatmamışlar?
benim gibi kefenlerini yorgan yapmamışlar
çok kapılardan geçtim, eşiği atlatamadım
kalbim dört köşeli, duvarları kasvetli
çatlaklar var üzerinde, akıtıyor hissizce
sesim yankılanıyor içeride, kapısı kilitli
çıkamam hiçbir zaman, hüzün kaplar sessizce
her kadından izler taşır, bu kalbin perdeleri
kapalı kapılar ardında, yükselen ezgiler
sesinin tınısını hatırlatır bir anda, geçen gemiler
ben sana değil, gözlerine hakimim uzun süredir
ağzından çıkan bir söz duysam, deler geçer bu yüreği
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!