Çok zaman geçti?
Tutkuyla dinlediğim şarkılar söylenmez,
Hasretle kucakladığım rüzgarlar esmez oldu.
Çok zaman geçti?
Parlayan yıldızların ışıkları söndü
Kabuk bağlayan yaralar
Okyanusun ortasında bir gemi,
Yalpalıyor sağa sola.
Dümeninde kimse yok,
Terk edilmiş belli.
Dev dalgalar sürüklüyor,
Kocaman gövdesini.
Gırgırına yaşamalı ara sıra hayatı,
Biraz kopuk gerçeklerden.
Farkında olmadan fakirleştirdiğimiz düşlerimize,
Yeniden kavuşmaya çalışarak.
Gırgırına yaşamalı ara sıra hayatı,
Miadını doldurmuş nezaketleri
Yorgun bir ırmağın
Denize dönmesi gibi,
Açtım gönül kapımı
Bekliyorum dönmeni.
Gecenin karanlığında,
Bitmek bilmeyen umutlar,
Çok yorgun düştü
Son zamanlarda ruhum ve bedenim
Oysa ben bu dünyada
Sadece huzur ve mutluluk diledim.
Biraz kendimle baş başa kalıp
Geçmişi sorgulamak istedim. .
Zaman dediğimiz nedir ki?
Gelir ve geçer.
Devran dediğimizse
Döner de döner.
Biçare insan oğlu,
Ektiğini bir gün biçer.
Gün ışığı solmuş.
Gün, yorgun çekilmekte
Yavaştan yavaştan tepelerin ardına.
Sakın ola ha,
Karanlığa kaldık diye üzülme!
Yarın bir başka parlayacak
İlkbaharın gelişiyle,
Keyifle uzanmışım
Yemyeşil çimenlere.
Bir inilti sesiyle geldim kendime.
Şöyle bir bakındım çevreme.
Yeşilliklerin içinde,
Şiir yazıyorum, Yazıp satıyorum.
Yitirilmiş dostluklar, duygular adına.
“Şiirci geldi, yok mu alan? ”
Gezdiğim sokaklarda çıt yok.
Belli ki her evde var
Benim sattıklarımdan.
Bu gece;
Yine uyku yok gözlerimde.
Avutmaya çalıştım kendimi
Bilebile yalan, yanlış hikayelerle.
Bir sağa döndüm, bir sola
Sarmaladım yüreğimi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!