Bir aşk için yapılabilecekler nelerdir, bunun bir listesi varmı bilmiyorum. Sanıyorum herkes aşkını yaşarken kendi bildikleri doğrultuda savaşını yapıyor ve mucadelesini veriyor. Ben savaşmayı seven biri değilim mücadele etmeyi unutalı uzun zaman oldu. Aşk için yapabileceğim tek şey var o da kanımın son damlasına kadar sevmek. Karşılık bulamıyorsam yada yeteri kadar sevilmiyorsam ki bunun bir ölçüsü varmı bilmiyorum. Mutlaka kendi eksikliğimdendir..diye düşünürüm hep. Bu yüzden içim hiç rahat olmaz. Gitmeye karar vermişse zaten gidecektir bana ona yol açmak düşer, engel olmak değil. Tabiiki gönül kalmasından yanadır ama belkide gitmesi gerekiyordur. Eğer biten duygularsa bahaneler bir işe yaramaz. Kendimi ecel köprüsüne assam da, giden asla geri gelmez.
Bazen insan isteyerek yada istemeyerek bazı hatalar yapabilir. Yaptığın şeyin iyi bir şey olduğunu sanabilirsin ama bu dışardan nasıl göründüğüne bağlıdır. Yani kaş yaparken göz çıkarabilirsin. Aslında insan sevgide ve duyguları yaşamakta özgür hissetmeli kendini. Burada nasıl davranmalıyım, şurada nasıl konuşmalıyım, keşke şunu yapmasaydım, keşke öyle demeseydim ler..varsa bir ilişkide bir şeyler yanlış demektir. Aşkda kontrol olmaz, kontrol varsa eğer baskı var demektir. Bu da aşkı yaşamana engeldir. Her an kaybetme korkusuyla yaşayamaz insan. Seven sevdiğinin hatalarınıda sever, onu olduğu gibi kabullenir. Yaptıklarında yanlışlar bulabiliyorsa zaten sevgisini sorgulamak gerekir. Seven sevdiğini yapamadıklarıyla değil, yapmaya çalıştıkları ve gayretiyle değerlendirir.
Hayatı ıskalama luksumuz yok evet ama kaçırdığımız ve yaşamak için geç kaldığımız o kadar çok şey var ki. Bunu anladığımız zaman işte sınır tanımıyoruz çünkü zaman daralmıştır artık. Herşeyi hızlı yaşamaya başlarız bir an da olsun bitsin isteriz ve bu isteklerimiz gerçekleşmeyince hayal kırıklığı yaşarız. Oysa sevgi emek ister güven ister ve belli bir süreçten geçer. Bu aşamalarda sevgiyi ve kendimizi yıpratırız sabır gösteremeyiz nedense.
Ayrılma vakti geldiğinde acılarımızla yeniden başbaşa kalırız. Kabullenmek istemeyiz bittiğini. Oysa hala içimizde taptazedir aşkın güneş çiçeği. Doyamadan gözlerine bakmaya, bir tek kelamına hasretken hala o sizi yanlızlığınıza terkedip gitmiştir çoktan. İşte tek sadık dostunuz olan yalnızlığınız yine yanı başınızda size bakmaktadır öyle mahsun, öyle boynu bükük. Endişeden büyümüş iri gözleriyle sizi kucaklamaya hazırdır, her zaman olduğu gibi. Zaten hep böyle olmamışmıdır geçmişte de. Hep birilerini seversin, bağlanırsın, alışırsın, onunla yepyeni bir dünya kurarsın kendine. Ve ne zaman biri gitmeye kalksa senden panıklersin, geri dönersin yalnızlığına. o orada hep seni bekler çünkü bilir bir gün ona döneceğini. Bir rafta duran kitapların kapağını açacağın günü bekler sabırsızlıkla. Sokaklar hasrettir ayak seslerine ve bekler hep kulağı sesde.
"Yeni sene coşkusu" Yahu geride bıraktığınız sene size ne kazandırdı ki? Anı yaşayabiliyor musun? hayallerini gerçekleştirebiyor musun? Her şeyden önemlisi de bu dünya için değil, ahiretin için azık hazırlıyor musun? Kimin 2015 sabahı uyanmaya garantisi var? Müslüman bu kadar gereksiz ve luzumsuz şeyler ile vakit kaybetmemeli, an'ın değerini bilin. Aldığımız nefesi bile vermeye garantimiz yok iken, yalancı baharlara kapılmayın. Zaman ilerliyor, her geçen gün ömrümüzden biraz daha, bir şeyler eksilip gidiyor. Yeni yılın bir şey getireceği de yok, kendimizi kandırmayalım. Sadece Tarih değişiyor ve ömür sayfasından bir yaprak daha kopuyor. Farkında mısınız bilmiyorum ama, kimileri büyümeye çalışıyor kimileri ölmeye.. Rengarenk ışıkların, süslü hediye paketlerinin dışında, pek de eğlenceli olmayan bir yaşam sürenler var. Ne zaman uykusuzluk çeksem, seccademe uzatıyorum başımı, ne zaman ümitsizliğe kapılsam, her tesbih tanesinde yineliyorum ümidimi ve ne zaman vaz geçmeye yeltendiysem, Rabbime dönüyorum yüzümü. Dualar dökülüyor avuç içlerimden, işte huzur bu diyorum belki de son nefesimi verirken. Hayat bu işte!
Gerçekçi olmak lazım, uyanık olmak lazım, diri olmak lazım.
Laylaylom nereye kadar?
dil-ruba 31 Aralık 2014
Dokun yüreğime
Dokun ki
Yüreğim, ses verebilsin yüreğine.
Hissettir bana
Daha önce hiç hissetmediklerimi
Hissettir ki
Allahım yar diye mi
yarattın tüm zalimleri
oy!
kendime kalan yanım
yine hasrettir bacalarımda tüten
Adın aklıma düşende titrer bedenim
Kanlı yaşlar dökende..
Kefen biçmeye varmaz elim..
Oy! şehidim, şehidim.
Yüreği kocaman
Bileği cesur
(Aşk bir sokak değil ki adres sorularak, aranarak bulunsun..Aşk yaşanarak öğrenilir ve her aşk kendini doğurur, büyütür, öldürür..)
Bir çıkmaz sokağın
Dik yokuşundayım
Bu gün günlerden Perşembe ve Mayıs 28.
Ve birisi bana bir gün bunları yazacağımı söyleseydi güler geçerdim yalnızca. Ama ey hat insanoğlu öyle bir yaratık ki bünyesinde her şeye yer var.
Bir söyleşiye başlamıştım ve devamını getirecektim çünkü orada bitmemişti, devamı vardı. Bu günkü hislerimi baz alırsam meğer her şey aslında orada bitmiş, ben biraz geç anlamışım..Sana geliyordum hatırlarsan yanında refakatçi olarak kalacaktım öyle anlaşmıştık. Aslında daha önce geldiğimde yanında kalmam için can atmıştık ikimizde ama ailen senin sağlığın için uygun görmediler ya da en azından bana öyle dediler. Her neyse o gün gelirken kardeşimi de uykudan uyandırdım ve yanıma aldım onu görmekten çok mutlu olacağına emindim canım. Hastaneye vardığımızda asansörden inerken Teyzen ve kardeşin de asansörün önündeydi biraz ayaküstü sohbet ettik.
Teyzen seni fazla yormamamız için beni uyardı peki dedim..ve odana doğru yaklaşırken gene çok heyecanlıydım çünkü seni daha iyi görmeyi umuyordum. İçeri girdiğimizde merhabalaştık sen oturuyordun ve oksijene bağlıydın. Daha sonra uyuklamaya başladın. Kardeşin teyzeni geçirip yanımıza geldi. Baban başında bekliyordu garibim ne kadar yorgun görünüyordu. Birden kendimi onun yerine koydum ve ne kadar acı çektiğini hissettim çünkü o bir babaydı ve yıllar sonra bulduğu oğlunu neredeyse kaybediyordu, perişan olmuştu.
Biraz sohbet ettik ve daha sonra kardeşin bilet almak için oradan ayrıldı artık dönmesi gerekiyordu.
Seni Yedikule göğüs hastanesine sevk edeceklerdi. Ve orada refakatçi kalmasına gerek yoktu baban öyle dedi. Sadece bir gece yanında kalabilmem için babandan izin istedim.
Sayfalar açılır..
Sayfalar kapanır insan hayatında
İşte bir sayfa daha kapandı
Hayat denilen bu kitapta.
Son baharını yaşıyor sanki ömrüm
Yine bir gece vakti, çağırıyor şiir beni
Dışarıda rüzgar, havada perdelenmiş bulut
Kaldırımlar ıslak, düşen yapraklarda umut
Dudağım titrek, elimde dünden kalma ağıt
Ağlıyor yer gök, yıkılıyor ortalık.
O çaldı ben dinledim
O söyledi ben ağladım
Anladım ki
Başlarken de biterken de ağlatırmış aşk
Tazeydi bahar;




-
Mustafa Bay
-
Mustafa Bay
Tüm YorumlarGündemi ve "insanı" meşgul eden tüm kirliliğe, nefret ve ayrıştırma diline rağmen, "ağız tadıyla" iyi bayramlar dilerim...
Saygı, sevgi ve muhabbetle...
Mustafa Bay
Daha güvenli, daha huzurlu, daha "insancıl" yarınlar dileği ile..
Anneler Gününüz kutlu olsun...