Bağın yukarısında,ark yatağında,
Zeki abinin yaptığı çakıldan havuz,
Dökülen sular güneşe nispet pırıl pırıl.
Seyran abla iki taştan yapılmış ocakta,
Teneke üzeri balık kızartmakta.
Biraz dan iki salkım üzüm koparılacak
Köye giderdim bazı,
Maksadım Özlem gidermekti,
Yakınlarımı,kendime yakın hissettiklerimi görmeye
Bir elma ağacı vardı dallı budaklı
Herkesin gözü üstünde olurdu
Meyveleri gözle görüldüğünde.
Sen bir sevda gönüllerde,
Sen bir cennetsin evrende,
Emrahla Selvi uyur ebedi
Denize nazır köşende, (Gölümüz gözümüzde deniz gibidir)
Bir tarafta zilan bükülür gider
Acemi değildi, ehliydi işin
Hep yazdı mevsimler, neyine kışın
Karlar yağdı şimdi şakaklarına
Ayaklar rotasız, yön belli değil
O, o idi, her işte, güçte
Baharı zemheri ettin çekip de gittin
Yüreğim parçasın alıp da gittin
Çiğer parça parça bırakıp gittin
Bıraktın ellere, terk edip gittin
Kadere kırk beş katlandım durdum.
Çocukça gülmek samimi içten
Çocukça ağlamak yana yakıla
Çocukca bakmak düşmana dosta
Çocuk gibi kalmak ellisinde de
Çocukça sevinmek armağanlara
Eziliyor yüreğim
Beyin isyanda şimdi
Düşünceler karmaşık
Dil suskun, beden perişan
Çöreklendin üstüme karabasan misali.
Bu sabah yeni bir öğretmen
Bir yetmiş dolayında boyu
Sınıfımıza girdi sevecen
Güler yüzlüydü
Yirmibeş-yirmi altı yaşlarında
Türkçe öğretmeni.
Gülümüz baharda kurudu gitti
Yazımız sellerde sürünüp gitti.
Yüreğimde kış .kar,boran.tipi.
Mutluluğu bulamadım, aradım durdum.
Gelirken dünyaya ağlamışım ben.
Gece, saat gecenin yarısını göstermekte
Kulağımda bir müzik söyleyen Atakan Çelik
Çocukluğumun şarkısı “ Gidenin üçü güzel”
Beynimle yürüyorum geçmişe
Karaca sinemasının önüne
Sandelye bulamadığım ,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!