Vücut kimyasını kökünden bozuyor,
Para, silah, koltuk gibi her kimyasal.
Mevzuat üstüne bir damlacık değse,
Yasal olmayan her şey oluyor yasal...
Ankara içinde bunlar kurarken kamp
Ömürler kısa sayılır,
Binle de sayılsa yılı…
Ecel hemen geliverir,
Nasılsa yıllar sayılı…
01.10.2008
Türk tarihinin, hatta dünya tarihinin dönüm noktalarından birini teşkil eden Çanakkale Zaferinin, maddi ve manevi güçlerin bir araya gelmesi ile kazanıldığını artık herkes biliyor.
Bu konuda ne zaman bir makale yazılsa, bir sohbet yapılsa veya bir eser ortaya konsa, Doğan gurubuna ait gazete ve televizyonlarda hemen aksi görüşü savunan yazı ve proğramlar yayına giriyor ve 'hurafecilik' suçlamaları ayyuka çıkıyor.
Kısa süre önce Ümraniye Belediyesince hazırlanan, tarih otoritelerince de gözden geçirilen ve Çanakkale Savaşlarını konu alan bir çizgi film, önceleri takdir ve teşvik görmüşken, sanki yeni keşfedilmiş gibi içinde hurafe dolu olduğu şeklinde ithamlarla bu güzel hizmet, anılan gurubun yayın organlarınca karalanmaya çalışılmıştır.
Halbuki Allah'ın yardımlarını ve duanın etkilerini inkar eden, bunların hurafe olduğunu savunan bu medya gurubu, daha önce Çanakkale Savaşlarına ait kitaplar yayımlamış, bunları gazetelerinin yanında promosyon olarak da vermişlerdi.
İşte asıl bu kitaplara baktığımızda manevi güçlerin bu zaferde ne büyük bir payı olduğunu anlıyoruz... Acaba bu kitapları yayımlayanlar hiç okumadan mı yayımladılar? . Veya okudular da anlayamadılar mı? Yahut ta okudular, anladılar ama inkar mı ediyorlar?
Gelin bu kitapalardan bir tanesini birazcık karıştıralım:
Dur gencim! Bilmediğin bu Çanakkale,
Dedelerinin destan yazdığı yerdir.
Boğuşarak demir yumruklu devlerle,
Sıra sıra zaferler dizdiği yerdir.
Haçlılar sürü halinde çullanırken,
Nice babalar sırtımızda durmuş,
Hep küfürleri anaya savurup.
Nice zorbalar doyup da kudurmuş,
Silahlarıyla anayasa vurup...
www.ekremsama.com
Bindik bir gemiye, Avrupa’ya diye;
Çokları inandı, en başta Ankara.
Yıllar geçti “işte geldik” diye diye,
Şimdi farkettik ki, gemi baştankara...
20.09.2006
Arkadaşım hızlısın diye etti iltifat,
Hayır, çok yavaşım dedim iltifata inat.
Beş dakikamı harcıyorum her bir mısrada,
Bilmezsin evrende neler olur o sırada?
Bir kaplumbağa koşarak giderken beş metre,
Suyu yüz metreye akıtır küçük bir dere.
-Uyuz kardeş, gel şöyle parlatalım!
Tüm uyuzlukları içip atalım.
Muhabbet ederek neşelenelim,
Hem de şu gücümüze güç katalım.
Uyuz keçi birkaç kadehten sonra,
Hani para vermeden çalınmazdı düdük?
Biz nice parasız zurna çalanlar gördük.
14.11.2006
Günah yollarına Kuran işaretler koymuş,
Adeta bir değil, üç kurukafa kullanıp;
Yaklaşma tehlike işaretli bu yollara,
Koru eli, dili, uçkuru, kafa kullanıp...
15.09.2007
Ekrem ŞAMA.......
anlatılmaz, yazılmaz,
yalnızca tanımak gerekir.....!
tam bir İstanbul Beyefendisi...
çok üzüldüm yapanı kınıyorum siz kimin yaptığını biliyorsunuzdur çok terbiyesizce bir şey
Nasıl anlatmak gerekir biliyorum şair Ekrem Hoca'yı...Nasıl uyandırmak gerekir uyuyan kelimeleri...Yüreği kayı,yüreği sanki mazide çınar...Sanki vatan için ölmüş hala vatan için yanar...İsterdim her şeyden çok onun gibi olmak...Yürü desen dağları aşar...Ağla desen yatağına sığmaz taşar...
Gıpt ...