Piyasa soygunu ekonomistlerinden duyamayacağınız kamu ekonomisi devrimini getirecek yüzleşme ve uyanış uyarılarını bir araya getirerek yazdım.
Bir toplumun ekonimisi üç beş soyguncu ve üç kağıtçı tekel anlayışın soygunundan ibaret olamaz.
Cebimizde sayısı her gün çoğalan kimin eli kimin cebinde belli olmayan liberal düzende soyguncu elleri dolaşır iken bunu bize reva görenlere karşı o elleri cebinizden çektirme iradesini ortaya koyma vakti çoktan geldi ve geçti.
Kimsenin midesi kimseden büyük olmadığına göre kimsenin cebi de kimseyi tehdit edecek ve sömürecek güçte olamaz.
Holdingler 12 Eylül 1980 sonrası devleti dolayısıyla toplumu tefecilik gücü ile tehdit ederek soydular.
Serbest liberal yıkıma izin vermek ahlaksız bir şekilde soyguna izin vermek demektir.
Yasa dışı bahis suç, yasal bahis nasıl suç dışı olur? Her ikisi de suç olması gerekir.
Yasal faiz ve tefecilik suçu gibi.
Kapital liberal soygun düzenlerinde en büyük suçlar yasa ile işlenir. Yasa ile suç işlenen ülkelerde siyasi yetki bu sebeple tek bir yerde toplanır. Kullanılan atılır yerine yenisi hazırlanır.
Bu sebeple bu yasal tefecilik ve faiz düzeninin karanlık sicilini tutmak için yirmi yıla yakın bir holding bankasında çalıştım ve kitap ile muhtıra vererek bu zulmün sonunu getirecek devrimi başlattım.
Vergi alıyoruz adı altında topluma toplu kumar oynatmak nasıl bir ahlaktır? Bunu birde bir şirk kurumuna yetkiyi vererek yaptırmak utanç verici bir durumdur.
2002 tarihine kadar yasal tefecilik yapan bankalar vatandaşın tasarrufunu satın alıp devlete hazine bonosu ile satarak dolaylı devlet aracılığıyla vatandaşı soyuyordu. 2002 sonrası dini siyasete alet ederek sözde faize karşıyım diyerek oy toplayıp toplumu aldatan siyaset küresel bankalarında ülkeye gelmesinin 2001 kur vurgunu krizi ile önü açılması sonrası yasal tefecilik yapan bankaların karşılıksız para basarak tüketimi borç ile finanse ederek soymanın asgari düşük gelir ile bu tefecilere müşteri pas ederek soydurdular.
Bir şirk kurumuna satın alma gücü para alma satma ticareti yapması adına yasal tefecilik yapma yetkisi vermek sermaye mafyasının önünü açmak aşırı tehdit boyutunda güçlendirmek demektir.
Bu holdinglere enerji, teknoloji, iletişim, gıda vb kritik lokomotif sektörler verildiğinde devleti bu soygunun yararına bir organizasyona döndürmek demektir.
Faize karşıyım diyerek dini siyasete alet edenler devketi anonim şirk gibi yöneteceğiz dediğini unutmadık. Karanlık sicilin en ibretlik notudur.
Şirket, şirk kökünden gelir şirk ettir güce ve paraya taptır demektir.
Holding bankası geleceğin liderleri adı altında bir eğitime davet etti 2007 yılında Tanrılar Okulu kitabı yazarı eylem filozofu banka, para, faiz, kredi, kur, tüketim, borç, marka vb araçların her biri ayrı tanrılar veya güçler olup bunlara önce siz tapacak sonra da müşterilerin tapmasını sağlayacaksınız diye eğitim verdiler. Buna nasıl tepkisiz kalırdım.
Aynı bankanın bir bölge müdürü her satış için ÇANI ÇALIYORUZ diye adeta soygunu kutsuyordu faize karşı olan bir yönetim döneminde.
Papaz ayini niyetin ne olduğunu öğretti Türk ulusuna çok geçte olsa.
Sermaye mafyasının önünü açmak devleti ve ulusu tehdit edilen duruma kırılgan bir ekonomi ile getirmek demektir.
Maliye ve hazineyi bu zihniyete teslim etmek demek sürekli soygun düzenini çalıştırmak demektir.
Fiyat istikrarı sağlamak görevi olan merkez bankasının özerk gücünü kullanmasına izin vermezseniz ve parayla para kazanan soyguncu tefecilerin çıkarına toplumu yem etmek demektir.
Buna ilave karşılıksız para basma yetkisi vermek ise ekonominin kalbini her an patlatma gücünü sermaye mafyasına vererek o balonu şişirmek demektir.
Liberal kapital soyguncu ekonomisi üçkağıt ile soygundur.
Borsa aracılığıyla hisse satışı adı altında üç kağıt ekonomisine izin vermek küresel soygunculara ve şirk kurumları sahibi mafyaya maliyeti olmayan halka arz adı ile kredi ile küçük yatırımcının tasarruflarını çaldırmak demektir.
İthal ederken de ihraç ederken de gümrük vergisi ödemek ekonomiyi işgal ettirmek demektir.
İthalat ve ihracat amac dışında yabancı ülkelerin parası ile tasarruf hakkını herkese vermek kendi paranıza ve ekoniminize düşmanlık etmek demektir.
Tefecilik ve faiz ile yurdu ve ulusu soydurmanın din ile ilgisi yoktur ahlakla ilgisi vardır.
Faiz yaşamın bir gerçeği değildir.
Çünkü ahlakı olan dini siyasete ve ticarete alet etmeye ihtiyaç duymaz.
Ulusal egemenlik ekonomisinde öncelikli toplumun çıkarıdır.
Liberal kapital soyguncu düzende öncelik şirk kurumlarının olmasını savunmaktır.
Beton ekonomisi ile bütün kaynakları tefecilere aktarılıyor buna rağmen zengin daha zengin, fakir daha da fakir olmanın ötesinde toplumun geneli yoksulluk ve fakirlik yaşıyor ise sermaye mafyası ve devleti temsil eden yasa yapma gücü ile organize soyuluyorsunuz demektir.
Doğal kaynaklar maden ruhsatları satışı ile şirk eline ucuza satıldı. Oysa nitelikli üretim ile o kaynakların tümü bizimdi.
Vatandaşlık satılır mı? Bunlar ucuza sattılar.
Demografik yapı değişikliği için arap ithal ettiler. Kaç kişiye vatandaşlık verdiler bilen var mı?
Sermaye mafyası toplumdan daha az vergi ödüyor ise kula kul ve müşteri olarak insanlıktan çıkmışsın demektir.
Emekli olduğunuz halde hala çalışmak zorunda geçim için zorunda kalıyor iseniz yaşamınızı heba etmişsiniz demektir.
Tatil yapamıyor, dinlenemiyor, gezmiyor, tiyatro, sinema, sanat, edebiyat nedir bilmiyor, düşünmüyor ve hissetmiyor vaziyette bu çeteleri doyurmak için çalışıyor iseniz devrim yapma hakkını elde etmişsiniz demektir.
Ekonomik yıkımlar insanın ve toplumun ortak gücünü ortaya koymadığı zamanlarda olur.
Eğer çareyi hala birbirinden bir farkı olmayan siyasi partiler de arıyorsanız vatandaş veya yurttaş olmanın ne anlama geldiğini unutmuşsun, tarih ve kültür bilincini kaybetmişsin demektir.
Bütün bu yaşananların tümü 12 Eylül 1980 askeri ve sermaye faşist darbesinin 24 Ocak 1980 liberal ekonomiye geçildikten sonra özelleştirme talanı sonrası yaşandı.
Dincilik, medya ve tüketim ile uyutuldun, yaşamı boyunca uyutulamayan Mustafa Kemal Atatürk'ün kurmay yurttaş bir askeri olarak yurttaş sorumluluğu içinde bu karanlık mafyanın sicilini tuttum ve kitabım ile muhtıra vererek devrim sürecini on yıl önce başlattım.
Derdim kitap satmak değil. Yayın evinden kendi kitabımı bile kendim alamıyorum. Bu sebeple satır satır sosyal ağlarda yazarak bedava herkese bu bilgileri on yılda duyurdum. Ticaretim, siyasi bir örgütüm, şahsi bir çıkar beklentim yoktur. Vatanım ve ulusum bunu hak etmiyor. Sende böyle düşünüyor isen yurttaş olmanın gereğini yapmak zorundasınız. Aksi takdirde hep birlikte biteriz.
Bu bilgileri piyasa soygunu destekçisi ekonomistler vermez.
Bunları okuma fırsatı bulmuş ve uyanmış bir yurttaş olarak hukuk içinde direniş hakkını kullanmaya başladıysan devrim yakındır demektir.
Huzur geliyor demektir.
Yaşama hoş geldin.
Ne mutlu zulme karşı çıkan hakkını savunan ve gücünü ortaya birlik beraberlik ve bütünlüğü koruma anlayışı içinde ortaya koyan ahlaklı bir insanım diyebilene.
Siyasi hileleri görüp hiçbirine prim vermeyenlere ne mutlu.
🔹Önder Karaçay 🔹
Önder KaraçayKayıt Tarihi : 7.12.2025 11:16:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
🔹♾️ TÜRK ♾️🔹




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!