Gülüyorum... Gülüyorum... Güldüm nihayet kanasıya...
Çevreme baktım yaralayanlara, yaralananlara... Gülmek istedi canım yine gülemedim...
Canım yandı canı yananlarla... Acındım kendime, varlıkları ile yoklukları arasındaki farka baktım... Beyhude... Güldüm ama bu sefer buruk oldu içim... Kan kızılına boyandı içim, ağlayanlarla, ağlatanları düşündüm, gülümsedim yine sadece, yoklukların içindeki varlığımı düşündüm... Bastım kahkahayı bu sefer kendime acındım hem de...
Kahredici bir yakarış bu isteksizlik... Sadece bağımlılık bu geçmişe, kör bir arayış içindeki varlığıma canım yandı... Efsunlu bir büyü bu can yakan yakarışlar...
Yağmuru seviyorum diyorsun,
yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun...
Güneşi seviyorum diyorsun,
güneş açınca gölgeye kaçıyorsun...
Rüzgarı seviyorum diyorsun,
rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun...
Devamını Oku
yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun...
Güneşi seviyorum diyorsun,
güneş açınca gölgeye kaçıyorsun...
Rüzgarı seviyorum diyorsun,
rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun...