Kelimelerle oynamalıyım bugün, harfleri bildiğimi sanarak.
Cümleler kurmalıyım, süslü değil, gizemli,
Zaten her şey gizemli değilmi?
Mesela bir tohumum olsun, gömsem onu toprağa.
Bulutlardan gelsin can suyu, filtrelenmiş, arınmış, okyanus.
Delsin toprağı, çatlatsın, boy versin, daha önce oldu, şimdide olsun.
Eflatun renginde doğsun çiçeğim, her yaprağı ayrı tonlarda.
Gizemdir eflatun, çözmeye has yürek gerek, cana can, sevgiye sevgi katan.
Habercidir bu renk, kopulan yerden, itelenmiş, örselenmiş.
Gerçek vatanın şarkılarını söyler, davetkar özlemim.
Hele sen birde onu dolunayda gör, canlar seyirde.
Her yaprağında yanıp sönen, renk, renk yakamozlar.
Yeni gelin sürmesi, yaldızlı ışıltılar, yıldızlarla oynaştalar.
Köpek ve kedi görür derler her yeri siyah beyaz, hayır.
Zalimin göz akıda beyaz, gördüğü tek renk kan kırmızı ve siyah.
Renk insan işi, zalimin dünyasından dışarı.
Kelimelerle oynamalıyım bugün, oynayarak öğrenir çocuk.
Bozulmuş puzzle ve tüm kainat, belkide düzen bu.
Bozuktu doğduğumda dünya, devam ediyor halada.
Elimde kalan son parça, eflatun renkli bir çiçek.
Belki de zaman değişir, iklim değişir, dileğim dünyaya uzanır.
Solmadan, yitmeden, sen, sen, sen onu yerine koy çocuk....
Kayıt Tarihi : 4.11.2019 15:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Belkide bir çocuk değiştirecek herşeyi, puzzle daki son boş parça rengi Eflatun...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!