Bu şehrin sokaklarına indi sessizce
Benim gönlümde, yıllardır saklı duran melek
Aralık bıraktım kapımı, gelmeyeceğini bilerek
Kokuyu aldın mı, şehirdeki mürekkep kokusunu
Yazacağım bu akşam, teninin ipek dokusunu
Yalnız aşkın olmalıydı seni düşündükçe aklıma gelen
Küheyla gibi çekip gidişindir sadece içimi delen
Yokluğun her gün yavaş yavaş eder verem
Sarılığını gösterip olsan bana Kerem
Ruhumun en köşesinde'ki elzemsin sen
Koy başını göğsüme dinle kalp ağrımı
Yoruldum hatırlarda ve hayallerde yaşamaktan
Umudun kokusunu unuttum, hatta unutuldum bir çok kez
Yalnızlık yaşamın hakikatini bu denli bilmekten kaynaklı belki de
Yazgım bir çocuğun tuttuğu uçurtma da sallanıyor sanki
Gün olur da bileklerimize bağlanan
Bu ayrılık düğümü çözülürse,
Kalp kapılarında sevdaya aralanan,
Yıldızlar göğsümüzde ışıldarsa.
Hayaller su gibi akıp giden,
Seni gördüğüm günlere merhaba
Henüz adını bilmezken bile tanıdığım
Gözlerinde saklı bir baharı yaşadığım
İçimde bin kışa rağmen ısıttığım günlere
Ruhum da biriktirdiğim sözlere
Senin nezdinde hiç değerim yokmuş anladım
Gece gündüz demeden saatlerce ağladım
Gittiğin vakit gönlüme karalar bağladım
Seninle sararmak vardı sen onu da dağladın
Artık sarılığın yanlızca zikrimde
Ruhum sona yaklaşmışçasına
Sen böyle en yakın yabancıyken bana
Hissizleşmemin en tabi sorumlusu
Bu hayat denen bekleme salonu
Aynalar var tabi umutsuzluğumu
Bir kırbaç gibi yüzüme vuran
Doymadım sana sütten kesilmiş bir çocuk gibi
Hayalden ibaret şimdi gördüğüm çehren
Ellerimden kayıp gidermişsin meğer görmedim
Sendedim, bilmedin… hep sana sensedim.
Keşkelerimi astım gökteki yıldızlara
Sensizliği selamlıyorum
Masa sandalye dağılmış
Odanın hali perişan
Ben perişan
Sensizliği selamlıyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!