Edebiyata Dair Şiiri - Durdu Şahin

Durdu Şahin
994

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Edebiyata Dair

'Şairin bir mısraa verdiği istif ve deruni ahenk zail olunca, şiir zail oldu demektir' (s.5)

'Mısra mısra bir beste olan manzume ise asıl şiirdir' (s.7)

'Bir milletin dilini ifade edecek olan sanatkârın, o milletin bütün tarihinde dilinin geçirmiş olduğu safhaları sadece bilmesi değil, benimsemesi lazımdır' (s.9)

Türkçenin güzelliğini ifade edebilecek olan Türk sanatkârı, onun bütün yaratılış safhalarını idrak etmekle mükelleftir' (s. 10)

'Kendi. medeniyet eserlerinin her bahsinde olduğu gibi, şiir bahsinde de, bizim milletimiz kadar inkar düşmanlığına uğramış bir unsur yoktur' (s.29)

'Lirizm, Türk milletinin başlıca hassasıdır' (s.36)

'Şiir kalbden geçen bir hadisenin lisan halinde tecelli edişidir, hissin birden bire lisan oluşu ve lisan halinde kalışıdır' (s.48)

'Şiir bir nağmedir. Lakin Frenklerin kuğu nağmesi dedikleri nadir ve halis bir cevherdir. Bu nağmeyi ifade etmek için, vezin ve lisan ancak ve ancak bir alettir' (s.48) .

'Türk milletinin edebiyattaki ruhu, bugüne kadar muteber addedilip de ellerde gezen eserlerdedir' (s.62) .

'Aşk ve ihtirası gani olan milletlerde zeka ve zerafet ikinci derecede kalır' (s.62)

'Doğrudan doğruya güldür¬mek isteyen Türk muharriri gülünç olmuş'(s.63)

'Edebiyatın başlıca iki değeri olan aşk ve ihtiras ile zekâ ve zerafet Türk'te mevcuttur' (s.64) .

'Evet, tarihlerimiz yüzde doksan mikyasta vak'alan, şahısları, yaşatmazlar' (s.72)

'Bir milleti hiç bir şey edebiyatı kadar etrafıyla tanıtamaz... Bir milleti öğrenmek için tarih ve coğrafya kitaplarından ziyada şiirlerin, romanların tesiri vardır' (s.74)

'Her halk kendi ikliminin lisanını söyler' (s.87)

'İmlamız, lisanımız düzelince, lisanımız da kafamız düzelince düzelecek' (s.96)

'Yazı kendi başına bir vücuddur' (s.99)

'Ben, bilakis sanıyorum ki vezinler (ister aruz olsun, ister hece) cansız birer alettirler' (s.116)

'Bence ahenk veznin sustuğu yerde başlar' (s. 118)

'Tekâmül ağır ağır olur' (s.124)

'Şairin uzviyetinde kafiye, kuşta kanat gibidir' (s. 135)

'Şiir muhakkak vezinle kafiyeyle vücuda gelir' (s. 135)

'En güzel kafiyeler mısra ile samimi olarak müteazzi olan kafiyelerdir' (s. 136)

'Şayet, kültürümüz çok kuvvetlense bile biz birdenbire çok yüksek bir edebiyata sahip olamayız' (s. 147)

'Kalbi olanların dili yok, dili olanların kalbi yok' (s. 151)

'Yalnız hem canı hem de cismi olan edebiyattan mah¬rumuz' (s.153)

'Sefaleti karşıdan görenlerden ziyade bizzat çekenler anlıyorlar' (s. 164)

'Sefaletin zevki de aşk gibidir, çekmeyen bilmez'(s,164)

'Binbir felakete rağmen, vatanda yürüyen bir şey var' (s. 180)

'Makber'in mevzuu ne kadar basit' (s.199)

'En yüksek sanat eserlerinin nicesinin zevkine her sınıf insanlar varamazlar. Çünkü ifade ettikleri şiir herkesin tadabileceği gibi değildir' (s.203)

'Sanat daimi bir haldir' (s.206)

'Hedef bir müddea ve sanat vasıta olunca sanatın değeri tabiatıyla düşer' (s. 210)

'Kendine kapanmayan, başkalarının işinde yaşayıp onları yakından anlayan sanatkârdır' (s.212)

'Eski akidedir, kahramanlar hayatın sonunda mutlaka sükût ederler' (s.218) .

'Bir konservatuar tesisi gibi küçük bir hadiseyi büyük bir müjde gibi telakki edenlerin ümidinde derin bir mana vardır' (s.225)

'Milletlerin fena bir hafif meşrebliğidir ki esaretten kurtuldukları zaman bütün tecrübeleri unutur, esaret devrelerinde en ziyade mahrum kaldıkları mekayyifata sarılırlar' (s.229)

'Fransızlar yüz elli seneden beri Shakespeare'i Fransızlara maletmek için uğraşıyorlar' (s.239)

'Şiirin her nevinin mükemmel numuneleri olmayınca zaten tenevvü edemez' (s.245)

'Temaşanın abideleri beşeridir'(s.246)

'Bir insanın hayatında şiiri anlamaması büyük bir noksandır çünkü hazırlanan derini ve en güzelidir' (s.252)

'Gerçek şairler şiirle malul olarak doğarlar. İsteseler de yaratılışlarından sıyrılamazlar' (s.252)

'Gerçek şairler hemen daima, aşk saadetinden mahrum yaşar ve ölürler. Kadınlar şair sevmezler' (s.253)

'Edebi seviyeyi mutlaka yükseltmek lazımıdır' (s.254)

'Keyfiyete, yani değere dönmek, işte asıl mesele buradadır' (s.253) .

'Şiir nesirden bambaşka bir hüviyettedir'(s.262)

'Hiçbir şair kendisinden atiye ne kalacağını tahmin edemiz' (s.265) .

'Ali Beyin dediği gibi şiir darası alınmış sözdür' (s.267)

'Şiir denilen ezeli yazın içinde bir ağustos böceği olmak bile bir varlık sayılır' (s.270)

'Şiir, şiir olsun kafi...' (s.271)

'Şiir fikirler gibi eskimez, daima yenidir' (s.275)

'Bir edebiyatın bir milletin seviyesinden doğduğu ne kadar gerçekse, seviyiesi yükselmiş ve aynı zamanda kendi iklimini duymuş, kendi ırkının dilini, zevkini, kalbini, hasılı bütün bütün hüviyetini keşfetmiş, güzide bir zümrenin de edebiyat ve sanatların kudretiyle, bir milletin seviyesini yükseltebileceği o kadar gerçektir' (s.296)

'Bir milletin öğrenmek ihtiyacı bitmez' (s.298)

'Edebiyatın yüzde doksan beşi mazi zemini üzerinde kurulmuştur' (s.311)

Yahya Kemal, Edebiyata Dair, Yahya Kemal Enstitüsü, İst. 1971

Durdu Şahin
Kayıt Tarihi : 12.9.2007 14:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Durdu Şahin