Çınaraltında
Ölümcül sessizlik
Hüzün almış yerini kekik kokulu çayın.
Meydan sudan çıkan balık
Taş duvarların dilinde içli nağme
Geçmişin kirinde yüzünü yıkar zaman.
Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Devamını Oku
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
şiir başlığımıda buldum.
EBEDİZMİR
teşekkürler.
yürwğinize sağlık.
Harika
İstanbul kendisi başlı başına mozaik bir kültür.Edebiyatın bir çok dalına konu olmuş,eşsiz güzelliğiyle hırçın bir kadın edasıyla,boğazında pırlantalar taşıyan erişilmez bir sevgili gibidir edeta...Tanıyıpta sevmeyeni,sevipte unutanı yoktur herhalde ama;yok ediliyor bir tarih göz göre göre,hem anılarımızı hem de geleceğimizi yok ediyorlar,anılarda kalacak bir çok şey,asimile oluyoruz gittikçe...Ama neye?..Sağımızı solumuzu şaşırdık.Duyarlılığınız için kutluyorum,elleriniz yorulmasın,kalın sağlıcakla....
nerden de okudum:)) uykum açıldı:))
tadı damakta kalanlardan oldu sevgili Ahmet şairim.
.....................................................................
''Sahaflarda saf tutmuş fikir
Devir!
Bilgenin cahile muhtaç olduğu devir.''
hele ki burası! kaç kere okutturdu kendini bilmem.bu şiir artık benim şiirim oldu.en azından bu dizeleri...
bunu baş ucu şiir defterimin en başına yazıyorum müsadenle...
çok güzel...
nurcan usta
Çınar altlarında sessizliği ölümsüzlüğünü dinlerken, hüzünlenen yüreğin kekik kokusuna uzanan dağ gibi dik durma zamanı…
Sudan çıkmış balıkların yaşam savaşlarına inat, Geçmişin kirinde yüzünü yıkayan zamanın aksine insanın elleri kolları bağlı kalması…
“”Sahaflarda saf tutmuş fikir
Devir!
Bilgenin cahile muhtaç olduğu devir. “”””””
Geçmişle uzanan düşüncelerin istilasındadır düşünülesi her şey…
Çok güzel bir şiirdi…
Kutlarım
Selam sevgi ve saygılarımla
Geçmişin kirinde yıkar yüzünü zaman.
Peki ya İnsan Ahmet kardeşim
Neyle arınacak sence.. Güzel bir şiir olmasının ötesinde şair duyarlılığının, şairin yaşadığı ortamdan kopmamasının bir göstergesi anıtı gibi dizeler.. Ve bir takım densizler tutup bu şiire inatla kendilerini cezalandırarak (Bir) puan vermişler.. Emeğe saygısı olmayanın kendine hiç olmaz,
Peki ya insan dememin nedeni bu.. Oysa ayan beyan görülüyor ki,'Güneş Balçıkla Sıvanmaz' Kalemine sağlık dostum..
Gönülden görenleri andık , bir görebilsek bir de yanabilsek..Saygılar ...atıl kesmen
Gidenler hep hafızamızda bıraktıkları izlerde yaşarlar abi. Artık bize onları korumak düşer:))
Eyvallah
İstanbul, Anadolunundur.
Anadolulu İstanbul'un!
Çay bahçeleri ise halkın malıdır.
İster şairi oturur, isterse hammalı.
İster eliti, ister köylüsü.
Hepimiz İstanbul Köylüsüyüz.
Hepimiz köylerin şehirlisi.
Bu şehrin göçebesi.
Ararsa insan,
Kendi içinde de yakalayabilir
Medeniyeti!
Şimdiyse önümüzdeki acı hakikat;
Herkese kesesi kadar hürmet
Parası kadar itibar var.
Kaç kuruş eder bu mülk?
Bul parayı, al karayı!
Yahut kaça alınır
Adamlıktan sayılan şu
Ağzına kadar dolu kitaplık?
Parasıyla değil mi?
Herkes ağırlığınca konuşur.
şiirini beğendim Ahmet Ağabi
çok eli ayağı düzgün bir şiir yazmışsın.
duyarlılığınsa taktire şayan.
daima sevgiyle,
esma
''Geçmişin kirinde yıkar yüzünü zaman''
Bu mısra,şiirin manasına aykırı gibi duruyor.
İstanbul'da -neredeyse-500 yıldır aralıksız iki hafız tarafından Kur-an okunmaktadır.Kutsi emanetlerin yanında 40.gece bizzat Yavuz Sultan Selim han,hafız olarak Kur-an okumuş ve hatta ilk gece saygısından,sarayında ayakta beklemiş ve hiç yatmamıştır.
Diyebiliriz ki,İstanbul,bu yüce isme kavuşacağının haber verildiği tarihten,yani,Hz Muhammed (s.a.v)in hadisi şerifinden bu yana Türk-islam inancıyla mesud ve bahtiyardır.Bundan 1400 sene evvel vatan olacağı milleti müjde ile öğrenen ve bu yüzden 850 yıl uykusuz ve garip olduğu halde sevinçle bekleyen İstanbul 1453'te Leyla'sına kavuşan Mecnun gibi gözlerini açmış ve ta ki,asrımızın ilk saatlerine kadar ''Yakın Sema'nın'' en vakur ve en itikatli şehri olmuştur.Fakat,günümüz şairlerinden hiç birisi (Ödüllenenlerde dahil)1400 yıllık gözlerin son 15-20 yıldır ağladığını ve artık baktığı halkın o vakur halk olmadığını tahlil edemediler.
Ve artık şiir yazılacaksa,şair çıkmazındaki sohbetlerle değil
''İstanbul,duruşunla sensin her şehrin beyi
Kambur mu sandın sırtındaki yedi tepeyi''
yahut
''Sil gözlerini İstanbul
Bu millet yine o millettir!''
diyerek işe başlamak hatta bu ilhamı yeniden millete aşılamak icab eder.değil mi üstadım!
Mevla'ya emanet olasın
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta