Edebi Metinler Ahlakı Üzerine Duyum ve G ...

En çok sığındığım ve güvendiğim alan yaşamda edebiyat oldu.

Bu bakış açısı her edebi eser için ifade edilemez.

Edebiyat bir çıkar karşılığında olmaması gereken bir uğraştır.

Eğer geçim kapısı olarak görülür ise o emek piyasa işidir.

Piyasa işini gazeteler dijital medya aracılığıyla çıkar karşılığında kalem tutanlar aydın diye yeteri kadar şarlatanlık yapmaktadır.

Geçenlerde bir ilahiyatçı görsel medyasında konuşurken geçmiş çağlarda yaşamış bir bilge tasavvuf ehli kadim bilgenin yazdıkları için bunlar edebi metinler olabilir bunların değeri nedir ki benzeri bir ifade kullandı.

Dinin ilmini yapmış ve bugüne kadar bu konuda bu toplumu doyuran bir bol ortak bilgi havuzu oluşturmuş bir birikim sahibi toplum olmadığımız için kişiler üzerinden söylemlere girmek istemediğim için bu ilahiyatçının da ismini yazmak istemiyorum.

Güdümlü bomba gibi etkili yazılan edebiyat değeri var gösterilen nobel vb gibi ödüllere layık görülen edebi metinlerin çok mu değeri var.

Yüzde doksanı emperyalizmin başarısını edebiyat ile övmekten ibaret. Bu niyeti gizleyen örtük bir bakış açısıyla bu anlamda batıda edebi değeri olan kitap satışı bir elin parmaklarının sayısını geçmez.

Rus klasik edebiyatı için bu söylenebilir mi?

Endülüs öncesi bizim çalınan doğu edebiyatı için bu söylenebilir mi?

Yusuf Has Hacip, Yunus Emre, Hacı Bektaşi Veli, Pir Sultan Abdal vb daha sayamadığım bilgeler için bu söylenebilir mi?

Sivas Madımak otelinde yakılan Metin Altıok için söylenebilir mi?

Kadim bilgeliğin kültürü, tarihi, edebiyatının yeryüzünde örneği yoktur.

Bilge tasavvuf ehli Maturudi, Ahmet Yesevi sevgi ahlakı metinleri nasıl değersiz görülür.

Dede Korkut hikayeleri hala bugünün ilham kaynağıdır.

Oğuzlar İslam dini ile tanışıp müslüman olunca Türkmen anıldıkları gün bizim Türk kültürü her konuda yara aldı.

O arap kültürü batının soyguncu kültürünün din adı altında siyasi ideolojisi olduğu günden bugüne bu edebi metinler bu karanlık edebiyat anlayışı mutaber oldu.

Mustafa Kemal Atatürk ile başlayan Türk kültürünü başta dil Olmak üzere her alanda kendine getirme devrimi iç tehdidin aynı gerekçelerle bin yıllık kinlere musallat olmaları sonucu bugün yine devrim konuşmak yazmak ve edebiyatını ortaya koymak durumunda kaldık.

Son çeyrek yüzyılda yazılanların tümü Türk edebiyatı adına gerçekte bu karanlık çağın klasikleri olarak değer görecek.

Edebiyatın yaşamda aldığı pay böyledir.

Tolstoy ve Dostoyevsky bu çağda değer gördü.

İnsanlık çok iki yüzlü bir geçmişe sahip varlıktır.

Sabahattin Ali'nin kitaplarını bir tefeci banka son yıllarda hangi hakla basıp satıyor para kazanıyor?

Edebiyat sömürüye karşı ise o sömürü nasıl kendini unuturarak oradan da çıkar sağlama yoluna gidebilir.

Buna nasıl izin veririz.

Edebiyat, kitaplar ve yazarlar değerini devrim sonrası kültür bakanlığında yapılacaklar ile çözülür. Çok zor değildir.

Eğitim ve öğretim devrimi ile okuma yazma kültürü olan nesiller yetiştirmek gerekir ki bu kültür sürdürülebilir olsun.

Mustafa Kemal Atatürk'ün okuduğu kitaplar müzede duruyor.

Bu kitaplara ulaşmak için neden her ilde ilçe de kütüphaneler aracılığıyla ulaşılamıyor?

Geçen gün gördüm Mustafa Kemal Atatürk'ün okuduğu kitaplar dijital ortama aktarılmış.

Neden dijitala ulusal internet altyapısı olmadan aktarılıyor?

Emperyalizmin buradan da para kazanması için seçecek artırmak için yapılıyor.

Hakikati yazan edebi metinler insanlığın çok değerli birikimidir.

Kant Almanlar için ne kadar değerli bir etik ahlak anlayışı ortaya koymuş ise bütün insanlık için aynı derecede edebi değeri olan metinlerdir.

Hit faşizme karşı yazılmıştır. Tolstoy ve Dostoyevsky de aynı faşizme karşı edebi metinler yazarak klasik edebiyat değerler ortaya çıktı.

Faşizme karşı bir toplumun bilinçaltını yazmak o kadar basit değildir.

Dini metinler de zulümler sonrası bilinçaltı ile oraya çıkmıştır.

İlahiyatçılar siyasetin arka bahçesi iman Hatip tarikat ve cemaat tedrisatı dışına çıkamıyorlar. Çıkan ya deist oluyor ya agnostik anlayışı savunuyor.

Emperyalizmin düşünce merkezi tarafından üretilen inançlara müşteri bulma görevi yapıyorlar.

Umulmadık taş baş yarar Anadolu sözüdür.

}{• Geçmişi öğrenmek o kadar kolay değil. An zaman da yaşananları okumaktan bihaber bir toplumun geçmişi doğru okuması mümkün olmadığı gibi topluma dokunan hakim güçler istediği gibi geçmişi bugüne taşır. Geçmişi işine geldiği gibi yorumlayanlara ve muhaliflerin de gerçeği hakkıyla dile getirmediği durumlarda her iki tutuma karşı hakikat anlayışı her çağda ortaya çıkar. Baskıcı dönemler kendi sonunu getiren gücü de bu yolla büyütürler. Genelde toplumu temsil gücü bir tarafa yontan yıkıcı bir anlayışa sahip olduğu dönemlerde devrim doğuracak hakikat anlayışı yaşamın gücüne kaçınılmaz dönüşür.•}{

▪️Önder Karaçay ▪️